Bunu bilmek çok zordur. | Open Subtitles | و لكن كيف لكِ أن تعرفي؟ أعني ، من الصعب جدا معرفة ذلك ، إنه أمر معقد جدا |
- Bunu bilmek istediğini düşündüm. | Open Subtitles | . و أعتقدت بأن عليك معرفة ذلك . يالله، إنه لطيف جدًا |
Çünkü birisiyle beraberse Bunu bilmek isterim. | Open Subtitles | .لأنّ. إذا كانت تواعد شخصاً أريد معرفة ذلك |
Peter, Bunu bilmek istediğimi nerden biliyorsun? | Open Subtitles | بيتر , ماذا يجعلك تعتقد أننيّ سأريد معرفة ذلك ؟ |
İtirazlarına rağmen, Bunu bilmek istediğini düşündüm. | Open Subtitles | وما آمنت به على الرغم من إحتجاجاتكِ يجب عليكِ معرفة ذلك |
Hayır, şey Bunu bilmek güzel. | Open Subtitles | كلاّ، من الجيّد معرفة ذلك ولكن إليكِ الأمر |
Şey Bunu bilmek güzel ee nerelisin, genç bayan? | Open Subtitles | حسناً, من الجيد معرفة ذلك إذاً, من أين أنتِ أيتها السيدة ؟ |
Buraya bu yüzden gelmedim. Ama Bunu bilmek güzel. | Open Subtitles | ليس هذا سبب وجودي لكن من الجيد معرفة ذلك |
Bunu bilmek isterdi. -Seni teselli eder görünüyor! | Open Subtitles | ،ربما يحب معرفة ذلك أنتِ بالتأكيد تجدي ذلك مريحاً |
Hmm.Morglarda ne yaptıklarını merak ediyorum Bunu bilmek istemezsin | Open Subtitles | هذا يجعلك تتساءل ما الذي يقومون به في مستودعات الجثث انك لا تريدين معرفة ذلك |
Bunu söylemek zor ama yerinde olsam, Bunu bilmek isterdim. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لقول ذلك، لكن لو كنت في مكانك، لكنت أردت معرفة ذلك. |
Ama Bunu bilmek mutlu olmayı imkansızlaştırıyor. | Open Subtitles | ولكن معرفة ذلك تجعلك من المستحيل أن تكون سعيداً |
Bunu bilmek iyi Patrick, çünkü hayatla baş edebilirim. | Open Subtitles | من الجيد معرفة ذلك لأن الحياة؟ , أستطيع التعامل معها |
Bunu bilmek çıkmamız için bize yardımcı olabilirdi. | Open Subtitles | معرفة ذلك قد تمكننا من إكتشاف طريقة للخروج من هنا |
Kurşun geçirmez değiller. Bunu bilmek güzel. | Open Subtitles | أنهم ليسوا مضادين للرصاص من الجيد معرفة ذلك |
Bunu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرت في أنك ربما أردتِ معرفة ذلك "تمت الترجمة بواسطة ملكة السيوف" "queen of swords" |
Bu hastalığın pençesindeyken, Bunu bilmek... | Open Subtitles | هو يتولى الأمر فقط لكي تعرفي هذا الشيء |
Ama satış yaptığım insanların çoğu Bunu bilmek zorunda değil. | Open Subtitles | لكن معظم الناس التى أتعامل معهم، لا يحتاجون لمعرفة ذلك. |
- Bunu bilmek güzel. | Open Subtitles | سعيدة بمعرفة ذلك. |
Bunu bilmek dışarıda sadece bir kişi benim arkamda... bu...bu bana herkesle yüzleşme gücünü verdi. | Open Subtitles | بمعرفه هذا يوجد شخص واحد بالخارج قام بدعمى لقد اعطانى الفرصه لأواجه اى شئ |
#Yalnız değilmişim, ne kadar güzel Bunu bilmek. | Open Subtitles | "لستُ وحيداً, من الجيد معرفتى هذا" |
Bunu bilmek harika. Zayıf noktanı öğrendim. | Open Subtitles | من الجيد معرفة ذالك اعلم بانك ضعيف |
Bence Bunu bilmek içerisinde atalarımızı düşünebileceğimiz çok önemli bir bağlam. | TED | أعتقد أن معرفة هذا مفيد للغاية في سياق الذي فيه يمكننا التفكير بأسلافنا. |
Ben de Bunu bilmek istiyorum. Burada kim yaşıyor? | Open Subtitles | هذا ما أريد ان اعرفه مــن يقــيــم فــيــه ؟ |