Bunu görmeniz neler olduğuyla ilgili bir şeyler anlamanzı sağlayacaktır. | Open Subtitles | أتمنّى بأن رؤية هذا يُساعدكُم على فهم ما حدث |
Ama Bunu görmeniz lazım. Vayy.. Bu da ne? | Open Subtitles | و لكن يتوجب عليكم رؤية هذا ماذا بحق الجحيم؟ |
Bunu görmeniz gerektiğini düşündüm. Biri onu içeride buldu. Eşya topluyorlardı. | Open Subtitles | فكرت أنه ربما يجب أن ترى هذا وجدناه في الداخل، يجمعون الٔأمتعة |
Polis arabasının yanındayım. Bunu görmeniz lazım. | Open Subtitles | أنا بالخلف عند سيّارة الشرطة يجب أن ترى هذا |
Çocuklar, hemen gelip Bunu görmeniz lazım. | Open Subtitles | يا رفاق، يجب عليكم أن تأتوا لكي تروا هذا الآن. |
Çocukken Bunu görmeniz lazımdı. | Open Subtitles | كان يجب أن تروا هذا الرجل فيما ما مضى |
- Evet ama mazeretleri hâlâ geçerli. - Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | حسنا ولكن حجة غيابهما ما زالت موجودة يجب ان تري هذا |
Yeşil ışık kullanacağım, çünkü yeşil ışık, kırmızı ışık ve kızılötesinden daha parlak, ayrıca Bunu görmeniz gerek. | TED | سأشغل الضوء الأخضر، لأن الضوء الأخضر أكثر إشراقًا لعيونكم من الضوء الأحمر أو الأشعة تحت الحمراء. وأحتاجُ منكم في الواقع رؤية هذا. |
İlk defa bu jel mıknatısı gördüğünüz gibi, eğer bütün mıknatısların sert olması gerektiğini düşünüyorsanız, o zaman Bunu görmeniz sizi şaşırttı ve mıknatısların çalışabilme şeklini anlayışınızı değiştirdi. | TED | وكما ترون هذا الهلام المغناطيسي لأول مرة، إن افترضتم أن كل المغناطيسات صلبة، حينها رؤية هذا تفاجئكم وتغير فهمكم للطريقة التي قد تشتغل بها المغناطيسات. |
Dr Markov Bunu görmeniz gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | دكتور ماركوف يعتقد أنك قد تريد رؤية هذا |
Clark, Martha, Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | كلارك , مارثا أعتقد أن عليكما رؤية هذا |
Bunu görmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | يا شباب , أنتم بحاجة إلى رؤية هذا |
Manzaraya bakıyordum. Bunu görmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | أتفقد المنظر فحسب، عليكم رؤية هذا |
Gerçekten de Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | أعتقد بأنك يجب أن ترى هذا بجدية |
Sanırım Bunu görmeniz lazım. Durum kötü. | Open Subtitles | أعتقط أنه عليك أن ترى هذا ، هذا سيء |
Teğmen Bunu görmeniz lazım. | Open Subtitles | -أيها الملازم ، يجب أن ترى هذا |
Hey, Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | يجب أن تروا هذا .. هنا |
Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | يجب أن تروا هذا |
Bunu görmeniz lazım. | Open Subtitles | يجب أن تروا هذا |
Çok üzgünüm. Bunu görmeniz gerekmiyordu. | Open Subtitles | آسف جدًا, لم يكن من المفترض أن تري هذا |
Böldüğüm için üzgünüm ama Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | اسف على المقاطعة ، ولكن يجب عليك رؤية ذلك |
Efendim, bence Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | سيدى,اعتقد أنه يجب عليك أن ترى ذلك. |
Bunu görmeniz için orada olduğunuzdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد أنكم كنتم هناك لرؤية هذا |