Tamam tatlım, Bunu yapabilirsin. Sadece ağzını açıp onu içine al. | Open Subtitles | حسناً، صغيرتي، يمكنك فعلها فقط ضعيه في فمك |
Olduğunu söylemedim.Bunu yapabilirsin. Yapabileceğini biliyorum. Seninle zıplayacağım. | Open Subtitles | لم اقل هذا، يمكنك فعلها أعرف أنك تستطيعين، سأقفز معك |
Acele et, buradan gitmelisin! Bunu yapabilirsin, her şey yolunda gidecek. | Open Subtitles | ـ لا اريد الذهاب بدونك ـ يمكنك فعل هذا , ستكونين بخير |
Bunu yapabilirsin. Harika olacaksın. | Open Subtitles | يمكنك القيام بهذا ستكونين ممتازة |
Işıkları unutma. Bunu yapabilirsin. İyi olacaksın. | Open Subtitles | لاتنسى الاضواء يمكنك فعل ذلك.سوف تكونين بخير |
Bunu yapabilirsin ama onların gitmesine her an hazır olmalısın. | Open Subtitles | يمكنك أن تفعل ذلك لكن عليك أن تكون جاهزا لأن تتركهم يذهبون |
Hepimiz böyle düşünüyoruz. Bunu yapabilirsin. Sen hazırsın. | Open Subtitles | جميعنا نثق بك, يمكنك القيام بذلك, أنت مستعد |
Bunu yapabilirsin, Dewey. Çok daha iyi olabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع فعلها , ديوي ستكون الأعظم |
Taburcu olmadan önce Navid'e ulaşmalıyım. Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | احتاج بأن اجلب نافييد قبل خروجة من المستشفى يمكنكِ فعل هذا |
Bunu yapabilirsin, hem sonrasında pasta yiyebiliriz. | Open Subtitles | يمكنك فعلها ، وبعد ذلك سنتناول الكعكة معاً |
Bunu yapabilirsin. Onu tam oraya gönderebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك فعلها ,ضعها على اليمين هنا |
- Bunu yapabilirsin! - Neden siz de karşı koymuyorsunuz? | Open Subtitles | يمكنك فعلها لماذا لا تتركوه قائماً ؟ |
Yapabilirsin, yapabilirsin. Evet, Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | حسناً ، يمكنك فعل هذا ، يمكنك فعل هذا يمكنك فعل هذا |
Birkaç tekleme yaşadın muhtemelen beyin kanaması geçirdin ama Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | قمت ببعض الأخطاء ربما خطأ كبير لكن يمكنك فعل هذا |
Hadi tatlım Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | من فضلك، عزيزي، يمكنك القيام بهذا |
Emily, Bunu yapabilirsin. şimdi atlamalısın.hadi. | Open Subtitles | إيميلي يمكنك فعل ذلك يجب عليك الذهاب الآن ، هيا |
David, belki benim için Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | ديفيد، وربما يمكنك أن تفعل ذلك بالنسبة لي. |
- Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | تشاك لقد أعطيتك القلم لسبب ما يمكنك القيام بذلك |
Onlara öğrenim, yardım ve destek sağlayacak bir dizi strateji geliştirmeye çalışıyoruz ama aynı zamanda onları, "Bunu yapabilirsin. Zor olacak ama biz başarısız olmana izin vermeyeceğiz." diyerek cesaretlendirmeye çalışıyoruz. | TED | نحن نحاول أن نبتكر مجموعة من الاستراتيجيات التي تقوم بتدريسهم، مساعدتهم و دعمهم، و أيضا مجموعة من التّشجيعات التي تقول لهم:"تستطيع فعلها. سيكون الأمر صهبا، لكن نحن لن ندعك ترسب." |
- Evet, evet, Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | ـ أجل، يمكنكِ فعل هذا |
Bunu yapabilirsin. Yapabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعني, يمكنك أن تفعلي هذا أعلم أنه يمكنك ذلك |
Tamam, Bunu yapabilirsin. Altı üstü hız treni. | Open Subtitles | حسن , بإمكانك فعلها إنها مجرد لعبة متدحرجه |
Bunu yapabilirsin, ama daha gerçekçi olmak gerekirse, muhtemelen yapamazsın. | Open Subtitles | تستطيع فعل ذلك لكن لأكون أكثر دقة، من المحتمل أنك لاتستطيع |
Biliyorum bacakların kısa ama Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | أنا أعلم أن سيقانك قصيرة لكن أنت تستطيعين فعلها |
- Bunu yapabilirsin. Dışavurum senin iradenin şekil almış hâlidir. | Open Subtitles | بوسعك فعلها فإنّ الإبانة هي تجسيد إرادتك |
Bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك فعل هذا |
Beni tekrar sürüklediğin bu karanlığın içinde. Liv, Bunu yapabilirsin. Seni tanıyorum. | Open Subtitles | حيث تجرني معك إلى الظلام ليف، تستطيعين فعل هذا |