Önümüzdeki bir soruşturmada ifade vereceksin ve ben ilişkimizin bunun dışında durmasını istiyorum. | Open Subtitles | لأنك على وشك الإقحام في تحقيق مقبل وأريد أن تبقى علاقتنا خارج هذا |
Bu duvarlara bakmaktan hasta oldum, bunun dışında iyiyim. | Open Subtitles | أنا مشمئز قليلاً من التحديق الى هذه الجدران طوال الوقت,لكن بخلاف ذلك أنا بخير |
Ama bunun dışında genelde burada suç olmaz. | Open Subtitles | والتي كانت توجد أمام مكان الدونات ما عدا ذلك فأن المكان مسالم |
Dina ile kendimi bunun dışında tutmayı düşündüm. | Open Subtitles | وقد ظننت اننى يجب ان نظل انا و دينا خارج الموضوع |
bunun dışında, dört yıldır kum dışında birşey bulamadık. | Open Subtitles | ما عدا هذا لقد كانت أربع سنوات من الرمل فقط |
bunun dışında dün, Piper neredeyse evin havaya uçurdu. | Open Subtitles | ماعدا ذلك أمس، فجّرَ الزمّارُ البيتَ تقريباً. |
bunun dışında bir şey. | Open Subtitles | اذا أنت تصدق وغيرك يصدق ماذا علي أن افعل غير ذلك |
Şekli farklıdır ama bunun dışında aynı temel sıralama söz konusudur. | TED | أليس كذلك؟ لها شكل آخر, لكن فيما عدا ذلك لها نفس المحدودية الأساسية. |
bunun dışında her şey ağırlıklı olarak üyelerce yürütülüyordu. | Open Subtitles | لكن على خلاف ذلك ظهرت هذه الخدمة لتكون أساسا مدارة بواسطة المجتمع |
Siz ikiniz istediğiniz gibi hayal dünyasında yaşayabilirsiniz ama beni bunun dışında tutun. | Open Subtitles | بوسعكما العيش في هذا العالم الخيالي كما تشئن ولكن دعني في خارج الأمر |
Mesele şu ki; beyni bunun dışında eğitebilirsiniz. | TED | والنقطة المهمة هي أنه من الممكن تدريب الدماغ خارج هذا. |
Taşınmak mı istiyorsun, taşın! Beni bunun dışında bırak. | Open Subtitles | إذا أردتى الإنتقال فأفعلى و لكن دعينى خارج هذا |
Sahneye çıktığında seksisin ama bunun dışında hem tipsizsin hem de şişko. | Open Subtitles | و أنت مثير عندما تصعد على خشبة المسرح, ولكن بخلاف ذلك ليس لديك ملامح في وجهك على الإطلاق و أنت سمين |
bunun dışında, ne isterseniz giyin. | Open Subtitles | بخلاف ذلك , ارتدى ماتشاء طالما انه انيق |
Orgazmların süresi ve yoğunluğu kısalma eğilimindedir fakat bunun dışında, çok az değişiklik görüyoruz. | Open Subtitles | تميل الاورغازمات لتكون أقصر في مدّتها وشدّتها، ولكن ما عدا ذلك, شهدنا لها تغييرات قليلة جدّاً. |
Seni bunun dışında tutmalıydım. Herkesin dediği gibi. | Open Subtitles | كان يجب ان ابقيك خارج الموضوع كما قال الجميع |
bunun dışında her şey organize ve deneyimli birini gösteriyor. | Open Subtitles | كل شيء عدا هذا يشير إلى معتدي منظّم معتدي ذا خبرة |
bunun dışında bazen aşçımız sarımsaklı ekmek yapar. | Open Subtitles | ماعدا ذلك , كبير الطباخين عنا يفضل البيتزا البسيطة |
bunun dışında bir şey. | Open Subtitles | اذا أنت تصدق وغيرك يصدق ماذا علي أن افعل غير ذلك |
Hayalarım neredeyse kıçıma girecek bunun dışında iyiyim! | Open Subtitles | خصيتى فى منتصف الطريق الى مؤخرتى فيما عدا ذلك فانا على مايرام |
Özellikle enfeksiyondan korkuyordum ama bunun dışında parmakların iyileşeceğinden oldukça emindim. | Open Subtitles | كنت خائفه من الالتهاب على وجه الخصوص ولكن على خلاف ذلك كنت متأكده من شفاء الاصابع |
Lütfen, babamı bunun dışında tutun, tamam mı? | Open Subtitles | من فضلك,فقط إبقوا والدي خارج الأمر,إتفقنا؟ |
Bir muz için öldürülebilirsin. Ama bunun dışında herşey çok güzel. | Open Subtitles | يمكن أن تصبح مقتولا بسبب موزة لكن غير هذا فهم لطفاء |
Yasadışıdır bu. bunun dışında endişelenecek bir şey yok. İnsanlar çok cana yakındır. | Open Subtitles | عدا عن ذلك, لا تقلقوا الناس هنا صادقين جدا |
bunun dışında senin aşağılık kardeşin, bana ödeme yapmamaya karar veriyor. | Open Subtitles | ما عدا هذه المرة، أخوك الأحمق قرر أن لا يدفع لي. |
bunun dışında kimse sana bir tavsiyede bulunamaz: | Open Subtitles | لا أحد يستطيع إعطائك أيّ نصيحة ماعدا هذا: |
bunun dışında kaçırılma teorinizi destekleyecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لديك ما يؤيد قصة أختطاف زوجتك سوى هذا السوار |