| Seninle tartışmak burada değilim. Sana destek olmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا لاتجادل معك انا هنا لتقديم الدعم لك |
| Çizelgeleri imzalayacağım ama unutmayın ki sizin için burada değilim. | Open Subtitles | سأوقع أوراقكم ولكن تحتاجون لتعلموا, أني لست هنا لأقضي ساعاتكم |
| Arma kazanmak için burada değilim, seni sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل رقعة. أنا هنا لأني أحبك. |
| Ayrıca, memnun etmek için burada değilim. | TED | شيء واحد لمعرفته، أنا لستُ هنا لإرضائه. |
| Seni geçmişte olan şeyler yüzünden yargılamak için burada değilim, | Open Subtitles | انا لست هنا لاحكم عليك بخصوص احداث حصلت في الماضي |
| Ama aslında neler yapabileceğimiz hakkında konuşmak için burada değilim. | TED | ولكنني لست هنا اليوم للحديث عما نستطيع فعله. |
| Fen ve matematiğe karşı çıkmak için burada değilim. | TED | أنا لست هنا ﻷجادل ضد العلوم والرياضيات. |
| Ancak bugün size ülkeler için verileri birleştiren bu aletlerden bahsetmek için burada değilim. | TED | لكنني لست هنا اليوم للحديث عن الأدوات التي تقوم بجمع بيانات الدول. |
| Cellat gelene kadar seni eğlendirmek için burada değilim. | Open Subtitles | هنرى ، أنا لست هنا للترفية عنك قبل أن يأتى موعد الأعدام |
| Cellat gelene kadar seni eğlendirmek için burada değilim. | Open Subtitles | هنرى ، انا لست هنا للترفيه عنك قبل ان ياتى موعد الاعدام |
| Gördüğün gibi, ben sana yada küçük orospuna yardım için burada değilim... sizi sevdiğim veya iplediğim içinde değilim, bir cehennem için ikincisi çok fazla... | Open Subtitles | اترين انا لست هنا لأساعدك انت والكلبه الصغيره لأني احبكم أو لأني اهتم بكم ولكن لأن جهنمين هم جهنم واحده اكثر من اللزوم |
| Anlıyorum. Şu alıngan genç geliyor. Ben burada değilim. | Open Subtitles | لقد فهمت ، ان الطفل الحساس قادم انا لست هنا |
| Flört etmek için burada değilim. Buraya çalışmaya geldim. | Open Subtitles | لست هنا للمواعده ولى للتغازل أنا هنا للدراسة |
| Bak, pipini koparmak için burada değilim. | Open Subtitles | لست هنا لأعد لك طعامك أنا هنا كى أنقذ حياتك. |
| Suçlamada bulunmak için burada değilim, Albay. Nezaketen buradayım. | Open Subtitles | انا لست هنا لوضع اللوم ، أيها العقيد انا هنا على سبيل المجامله |
| Sana eş bulmak ya da giysi seçmek için burada değilim. | Open Subtitles | انا لست هنا لأجد لك زوجه وأختار لك الملابس |
| Çünkü sadece iyilik yapmak ve güzel ailene yardım etmek için burada değilim. | Open Subtitles | لأني لستُ هنا كيّ أتعامل بلطف فحسب، و أساعد عائلتك اللطيفة |
| Bunu anlıyorum efendim, sizi yargılamak için burada değilim. | Open Subtitles | . أنا أتفهم هذا يا سيدي ولكني لستُ هنا كي أحكم عليك. |
| Ne tarafa gideceğin umurumda değil; çünkü gerçekte burada değilim. | Open Subtitles | لا يهمني كثيرًا إلى أيّ طريق تذهب لأنّي لستُ هنا فعلاً. |
| Bir rahibe olarak burada değilim, psikolog olarak buradayım. | Open Subtitles | لستُ هُنا كَراهِبَة و لا حَتى طبيبَة نَفسيّة |
| Size "şebekeli ya da şebekesiz" veya "yeni ya da eski" sistemleri tekrar sunmak için burada değilim. | TED | ولست هنا لأعيد قضية الجدل العقيم حول خارج الشبكة مقابل داخلها أو جدل القديم مقابل الجديد |
| - Doktor Roger Matheson. - Ben burada değilim. | Open Subtitles | روجر ماثيسون دكتور انا لَستُ هنا |
| Hayır. Aslına onun için burada değilim. | Open Subtitles | لا في الحقيقه أنا لست هُنا بسببه |
| Ekibinin keyfini kaçırmak için burada değilim. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ أُزعجَ مركزَ فريقِكَ مِنْ الجاذبيةِ. |
| Aslında burada değilim. Ama mesaj bırakırsanız sizi geri ararım. | Open Subtitles | "" أنا لست موجودة , إترك لى رسالتك وسأعاود الإتصال بك "" |
| burada değilim. | Open Subtitles | لست على الخط. |