buraya gelmiyor, onu suçlamıyorum. Sadece gitmek istiyorum. | Open Subtitles | هو لن يأتي هنا و أنا لا أستطيع لومه |
- Pek iyi sayılmaz. Doktorların hiç birisi 700$ almak için buraya gelmiyor. | Open Subtitles | لن يأتي الأطباء لأخذ شيك 700 دولار |
Baban orada oturup sadece onları seyrediyor. Artık buraya gelmiyor. | Open Subtitles | والدك فقط يجلس هناك يطلق نظره إليها إنه لا يأتي هنا أبدا |
O yüzden buraya gelmiyor, bungalow o zamandan bu yana terkedilmiş duruyor. | Open Subtitles | انة لم يعد يأتي الي هنا أكثر لذا، المنزل مهجور منذ ذلك الحين. |
Niye hiç buraya gelmiyor? | Open Subtitles | لماذا لا يأتي إلى هنا أبداً؟ |
Bekle! O zaman, buraya gelmiyor mu? | Open Subtitles | -مهلاً ، أهذا يهني أنه لن يأتي ؟ |
- buraya gelmiyor, değil mi? | Open Subtitles | انه لن يأتي اليس كذلك؟ لا |
Yani, Brian buraya gelmiyor! | Open Subtitles | في ذلك ان (براين) لن يأتي |
buraya gelmiyor. | Open Subtitles | انه لن يأتي |
buraya gelmiyor olsa iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل ألّا يأتي هنا |
buraya gelmiyor olsa iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل ألا يأتي هنا |
O buraya gelmiyor. | Open Subtitles | -إنه لا يأتي هنا |
Merak etme, o artık buraya gelmiyor! | Open Subtitles | لاتقلق، انة لم يعد يأتي الي هنا أكثر. |
O buraya gelmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يأتي إلى هنا |
Müdür buraya gelmiyor. | Open Subtitles | المدير لا يأتي إلى هنا. |