Erkek cüzdanıyla kadın cüzdanı arasındaki en büyük fark, fotoğraf bölümüdür. | Open Subtitles | الفارق الوحيد بين محفظة الرجال والنساء هو قسم الصور |
Yanında promosyon olarak duş cüzdanıyla geliyor sayılmaz. | Open Subtitles | أعني ، هي لا تأتي معها محفظة مجانية مضادة للماء |
Yanında promosyon olarak duş cüzdanıyla geliyor sayılmaz. | Open Subtitles | أعني إنه لا يأتي مع محفظة الاستحمام المجانية |
İntihar edişini izledin ve sonra onun cüzdanıyla kayıplara karıştın. | Open Subtitles | لقد شاهدتيها تنتحر ثم بعد ذلك إتجهتِ مباشرةً إلى محفظتها. |
Ezra onu hamile bıraktı, doğru şeyi yapmak istiyordu ve annem sihirli cüzdanıyla bir anda ortaya çıktı. | Open Subtitles | إيزرا تسبب بحملها وأراد أن يقوم بالعمل الصحيح ثم ظهرت أمي ، مع محفظتها السحريه |
cüzdanıyla ilgili araştırma yapıyorum. Boston şehrinin bütün toplu taşıma kartları var. | Open Subtitles | لقد تفحصت محفظتها كان لديها بطاقات المرور الخاصة بمدينة بوسطن |
Doğu tarafında birkaç yüz metre ilerde sazlıkların arasında kurbanın cüzdanıyla uyurken bulduk. | Open Subtitles | عُثر عليه نائماً على الأعشاب الطويلة على بُعد بضع مئات من الأمتار للشرق مع محفظة الضحيّة. |
Babamın cüzdanıyla annemin kolyesini aldı. | Open Subtitles | أخذ محفظة أبي وعُقد أمي. |
- cüzdanıyla pasaportunu almış mıydın? | Open Subtitles | هل أخذتي محفظتها وجوازها؟ |