cadılık ayinleri ve soluk yüzlü cinayet hortlak gibi ilerliyor. | Open Subtitles | ويحتفل السحر وها هو شخص الأغتيال الذاوي يمشي كما الأشباح |
Büyükannemler, cadılık, kökleri psişik enerjiye dayanan bir özelliktir derdi. | Open Subtitles | جدتي كانت تقول أن كافّة سجايا السحر أصلها طاقة تخاطرية. |
Frannie, onun cadılık ve onun gibi garip şeylerle ilgilendiğini söylüyor. | Open Subtitles | أنجيلا مثل العالقة فى السحر وأشياء أخرى مثل الأرواح |
- 1700'lerde cadılık yaptığından şüphelenilen kişilere uygulanırdı. | Open Subtitles | قديمة على الدماغ مورست في القرن السابع عشر على أولئك المتهمين بالسحر |
Yeni-pagan cadılık inanışında genellikle törenlerde kullanılan bir hançer. | Open Subtitles | تُستخدم كثيرًا في الحفلات في التقاليد الوثنية الجديدة الخاصة بالسحر |
Bu kadar geç saatte ne yapıyorsun burada? cadılık saatleri bunlar. | Open Subtitles | ماذا تفعلين بالخارج في هذا الوقت المتأخر ، انه وقت خروج الساحرات |
Sadece cadılık hakkında fazla bilgisi olmayanlar bunlardan korkabilir. | Open Subtitles | هؤلاء فقط الذين لا يفهمون حرفة السحر سيخافون منهم |
İşte bu cadılık dininin ihtiyacı olduğu şey, korku ve yalanlar üzerine kurullmuş daha çok kapitalizm. | Open Subtitles | هذه أشياء نادره هذا ما تحتاجه عقيدة السحر مزيد من الرأسماليه مبنيه على الخوف والكذب |
cadılık zamanını atlayıp, bulmaca çözmeyi ister misin? | Open Subtitles | أتريدين أخذ استراحة من السحر لنلعب الكلمات المتقاطعة قليلاً؟ |
Harry Potter bu yıl Hogwarts cadılık ve Büyücülük Okuluna dönmemeli. | Open Subtitles | هارى بوتر يجب ألا يعود إلى هوجوارتس مدرسة هوجوارتس لفنون السحر هذه السنة |
Her türlü büyü, vudu, cadılık şeylerini denemeye başlamış. | Open Subtitles | بدأت تمارس جميع انواع السحر والشعوذة السحر الاسود |
Sana öldüğü gece söylemiştim cadılık hakkında bilmediğim çok şey var. | Open Subtitles | اخبرتكِ في الليلة التي ماتت فيها ان هناكَ الكثير مما لا اعرفه عن السحر |
Burada Tanrı'nın ve sizin huzurlarınızda bu kadının cadılık icra etmekle suçlanmakta olduğunu bildiririm. | Open Subtitles | ليعلم الحضور ، أننى المُخول من الرب نفسه. وأن هذه المرأة مُتهمة بممارسة أعمال السحر. |
Burada Tanrı'nın ve sizin huzurlarınızda bu kadının cadılık icra etmekle suçlanmakta olduğunu bildiririm. | Open Subtitles | ليعلم الحضور ، أننى المُخول من الرب نفسه. وأن هذه المرأة مُتهمة بممارسة أعمال السحر. |
Onun cadılık denemelerine başladığı ve Şeytanın kendisiyle anlaşmalar yapıp onu çağırdığı şeklinde rivayetler dolaşmaya başlamıştı. | Open Subtitles | سرت الإشاعات بينهم أنها كانت تمارس السحر تتعامل معهُ لإستحضار الشيطان نفسه. |
Bölge'de cadılık üzerine olan güçlü bağlarıyla bilinirler. | Open Subtitles | وهي عائلة معروفة في الحيّ بصِلتها القويّة بالسحر. |
Tarihinde cadılık ve eski çağa ait uygulamalar var. | Open Subtitles | تاريخها مليئ بالسحر والممارسات القديمة |
cadılık ayinleri ve soluk yüzlü cinayet hortlak gibi ilerliyor. | Open Subtitles | الساحرات يحتفلن ويتمشن بخطوات .قاتلة مثل الشبح |
cadılık ve büyü diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شئ اسمه الساحرات والسحر |
Annenin bu boktan inanış cadılık şeyiyle ve seninle ilgili tutabildiğim kadar çenemi kapalı tuttum Leena. | Open Subtitles | بقيت صامتة عن هراء الويكا الخاص بكِ و أمكِ. (بقدر ما إستطعت, يا (لينا. |
Cyril ve takipçileri Hypatia'yı Orestes'i Hristiyanlığa düşman etmek için cadılık yapmakla suçladılar. | TED | لقد أنحا سيرل وأنصاره باللائمة على هيباتيا، ورمَوها بالدجل والشعوذة لتعضيد أوريستيس ضد المسيحية. |
Yani cadılık, cadı olmaya karar vermekle olmuyor diyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً في الواقع، أنت تقولين أن هذا ليس خياراً كونكِ ساحرةً |