Çok incesin. Ben Cadılar Bayramı'ndan nefret ederim. | Open Subtitles | هذا لطف كبير منك، وأنا اكره عيد القديسين |
Her zaman Cadılar Bayramı'ndan önce gelir. | Open Subtitles | إنها دوماً تخرج قبل عيد القديسين مباشرةً. |
Cadılar Bayramı'ndan nefret ediyorum. | Open Subtitles | انا اكره عيد القديسين |
Cadılar Bayramı'ndan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكْرهُ عيد القدّيسين |
- Cadılar Bayramı'ndan kalan şeker var dolabımda. | Open Subtitles | لدي بعض الحلويات المتبقية من الهالوين في خزانتي. |
Santiago, Cadılar Bayramı'ndan nefret ettiğini biliyorum ama ama benim yanımda durursan söz veriyorum bayılacaksın. | Open Subtitles | سانتياجو , انا اعرف انكِ تكرهين الهالوين لكن رافقيني و أعدك انك ستحبينها |
Cadılar Bayramı'ndan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره عيد القديسين |
Cadılar Bayramı'ndan beri pek değil. | Open Subtitles | ليسَ منذُ عيد القديسين |
Ama Cadılar Bayramı'ndan beri Brick rüya gibi oldu. | Open Subtitles | لكن منذ اليوم الذي عقب عيد القديسين أصبح (بريك) كالحلم |
"Cadılar Bayramı'ndan üç gün önce" | Open Subtitles | ثلاثة أيام قبل عيد القديسين. |
Cadılar Bayramı'ndan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره "عيد القديسين". |
Ama şimdi Cadılar Bayramı'ndan sana bahsettiğimi ve bu yüzden gelemediğini sanacak! | Open Subtitles | ولكن الان سيعتقد انني اخبرتك بشأن الهالوين |
Ted, kırmızı kovboy çizmelerini Cadılar Bayramı'ndan sonraki gün verdim. | Open Subtitles | "تيد" لقد أعدت لك "حذاء رعاة البقر الأحمر "اليوم اللاحق ليوم "الهالوين |
Özellikle Cadılar Bayramı'ndan sonra. | Open Subtitles | وبالذات بعد الهالوين |
Şanssız kızlar arkadaşlarına çıkma teklif edilmesini izler, ve Oprah izleyip, geçen Cadılar Bayramı'ndan kalan şekerleri yerler. | Open Subtitles | جميع الفيتات المحظوظات يجلسن و يتفرجن على (أوبرا) و على كيفية صنع حلويات عيد الهالوين -هذا صحيح |