aracın kurşun geçirmez camları var çünkü öteki türlü camları patlar. | TED | وللسيارة زجاج واقي من الرصاص على النوافذ لأنها بخلاف ذلك ستهشم الزجاج. |
camları kalıcı olarak buharladık ve her saat başı farklı bir tasarımcı gelip öğrendikleri şeyleri camlara yazdılar. | TED | قمنا بتغبيش النوافذ بالبخار, وفي كل ساعة كان يدخل مصمم مختلف ويكتب تلك الامور التي تعلمها على نوافذ البخار. |
camları da açın, bu leş gibi koku gitsin! | Open Subtitles | و إفتحن النوافذ حتى تزلن هذه الرائحة النتنة |
Orada tüm camları gördüm ve bunları şeffaf güneş panelleri ile birleştirsek diye düşündüm. | TED | هناك رأيت كل هذا الزجاج وفكرت في ماذا لو دمجنا هذه بزجاج الطاقة الشمسية الصافي؟ |
camları falan siliyordu herhalde. | Open Subtitles | هي لا بدَّ وأن كَانتْ تُنظّفُ النوافذ أَو شيء من هذا القبيل |
Gece yarısı camları siliyor olamaz. | Open Subtitles | هي ما كَانتْش بتُنظّفُ النوافذ عند منتصف الليل |
Dükkânımıza gelir ve bize hava girsin diye camları sonuna kadar açmamızı söylerdi. | Open Subtitles | وهو اعتاد على القدوم الي متجرنا ويقول لنا ان نفتح النوافذ هنا ونسمح للهواء بالدخول |
Geri çekilin. İtfaiyeciler camları kıracak. | Open Subtitles | ارجعوا للوراء، رجال الإطفاء سيحطمون النوافذ |
Sadece yerleri süpürmüyor, camları da siliyor. | Open Subtitles | لا يكنس بالمكنسة الكهربائية فقط .بل وينظف النوافذ أيضا |
Gecenin içinde kaybolmadan, tüfeklerinin dipçikleriyle tüm camları kırmışlar. | Open Subtitles | لقد كسروا كل النوافذ ببنادقهم قبل رحيلهم |
Gecenin içinde kaybolmadan, tüfeklerinin dipçikleriyle tüm camları kırmışlar. | Open Subtitles | لقد كسروا كل النوافذ ببنادقهم قبل رحيلهم |
camları kırmakta üzerine yok doğrusu. | Open Subtitles | أنت بارع في تحطيم النوافذ لكن هل سبق أن أصبت المرمى؟ |
Birçok kurban, evlerinin camları ve kapıları içeriden kilitli halde bulunmuştur. | Open Subtitles | العديد من الضحايا وجدوا و قد أغلقت الأبواب و النوافذ من الداخل |
Sıfatım sizi aldatmasın. Ön camları temizlemek dışında her şeyi yaparım. | Open Subtitles | لا تدع العنوان يخدعك ، إننى أفعل كل شئ فيما عدا مسح الزجاج الأمامى |
Üçlü yap, sonra iki, ve sonra bırak çocuklarla yaşlı kadınlar, düşürülen şişelerden kalan camları toplasınlar. | Open Subtitles | اجعلها ثلاثة، ثمّ إثنان، والأطفالوالنساءالمسنّات.. دعهم يلتقطون الزجاج المتناثر من القنّينات التي سقطت |
Bense aramızda kalın hapishane camları yerine bunun olmasını tercih ederim. | Open Subtitles | حسنا,سأفضل أن يحدث هذا بيننا عن بوصتين من الزجاج فى سجن ما بالولاية |
Marketlerde, oyun alanlarında, yüksek binaların camları ardındaki bütün bu insanların, bu ülkede yalnızca bu ülkede değil, hayata nasıl katlandıklarını anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم، كل هؤلا الناس في محلات السوبرماركت. في الحدائق، وخلف نوافذ ناطحات السحاب. في هذه البلد وغيرها. |
Boris Badenov, yol tabelalarını değiştiriyor, ...böylece gizli askeri üsse gidiyorlar onları orada camları ve kapı kilitleri olmayan bir araba karşılıyor ve Hushaboom adındaki bir bileşikten, sessiz patlamalar meydana geliyor. | Open Subtitles | بوريس بادينوف يغير اشارات الطريق, ما يجعلهم يمشون بقاعدة عسكرية سرية, يلتقطوا فيها بسيارة بلا نوافذ ولا مقابض للابواب, |
Civar mahalin camları sallanmaya başlamış fakat kendisi, merkez üssünde bulunduğundan olup bitenleri laboratuvarına birkaç polis gelene kadar fark etmemişti. | Open Subtitles | والنوافذ بدأت تهتز في المنطقه وهو , في مركز الزلزال لم يلاحظ اي شئ حتي اتي احد افراد الشرطه يطرق بابه |
Efendim, camları bastırarak silmezseniz iz kalır. | Open Subtitles | سيدي، إذا أنت لن تمسح هذه النوافذِ بشكل صحيح، هتسيب خطوط. |
Yazları hepsinin camları kapalı olurdu ama, onun şarkılarını duydukları anda herkes camlarını açardı. | Open Subtitles | نوافذها ستكون مغلقة كلها في الصيف لكن في اللحظة التي يسمعون فيها غنائه |
camları kırık olmasaydı daha da fazla ederdi. | Open Subtitles | حسنٌ، كانت ستستحق المزيد إنْ العدسات سليمة. |
Ayrıca sokağın karşısına camları filmli, devlet plakalı bir araba park etmiş. | Open Subtitles | وثمة سيارة مركونة في الجهة المقابلة من الشارع لوحاتها تدل أنها سيارة حكومية، والنوافذ مظللة |
camları kıracağız ve içeriye bir telefon göndereceğiz! | Open Subtitles | نحن سَنَكْسرُ الزجاجَ وإرسال a هاتف في. |