Capitol City'ye gidip meclise hitap edeceksiniz herhalde? | Open Subtitles | بالتأكيد كنت تريد الذهاب لمدينة كابيتول والتحدث الى الجمعية؟ |
Capitol Hill'de bir çok temsilcimize... saldırdılar ve birçok kişiyi öldürdüler. | Open Subtitles | هاجموا وقتلوا. الكثير من ممثليكم فى كابيتول هل |
Seni Capitol'a çıkartır. Komiseri bul. | Open Subtitles | سوف يوصل الى العاصمة أعثر على رقيب الأسلحة |
Hoş geldin Peeta. Capitol'ü nasıl buldun? | Open Subtitles | بيتا , مرحبا , كيف تجد الحياه هنا في العاصمة ؟ |
Capitol Hill'de senin ve ekibinin tanıklık etmeniz gerekeceği konuşuluyor. | Open Subtitles | يقال في الكابيتول أنهم سيطلبونك أنت وباقي فريق عملك لتشهدوا |
Metro Capitol 4 yıl önce, sen henüz elinde biraz para ve birkaç kağıt parçası bulunan bir doktorken sana arka çıktı. | Open Subtitles | مترو كابيتال دعمتك منذ أربعة سنوات حينما كنت طبيبا ولديك صفحة انترنت أنيقة وبعض النقود الموروثة |
Senatör Capitol Hill'de kural olmayabilir. | Open Subtitles | حَسناً، عضو مجلس الشيوخ، قواعد قَدْ لا تَعْني أيّ شئ على كابيتول هِلْ، |
Johnson Capitol Hill'de cuma namazlarını organize eder. | Open Subtitles | جونسون يداوم على حضور خطبة الجمعة وصلاة الجمعة فى كابيتول هيل |
Capitol City üzerinde bütün vatandaşların sıradan bir köpek gibi bana itaat etmesini sağlayacak DNA karışımını yayacak olan bombanın patlamasına iki dakika var. | Open Subtitles | لديك دقيقتين قبل ان تفجر القنبلة مدينة كابيتول ستنشر كوكتيل حمض نووي وتجعل كل مواطن مطيع لي كأنه كلب |
"Pazar" dediği Capitol Hill'deki Doğu Pazarı olsa gerek. | Open Subtitles | السوق؟ لا بد هو السوق الشرقي في كابيتول هيل. |
Bu herkese en güçlülerin bile Capitol'un gücü karşısında zayıf kaldığının hatırlatıcısı olsun. | Open Subtitles | كتذكرة انه حتي الاقوى لا يمكنه ان يتعدى قوى الــ . كابيتول |
Ama bu sene diğer galiplerle, Capitol'un gözdeleriyle karşılaşacaksınız. | Open Subtitles | ولكن هذا العام سوف تواجهون منتصرين اخرين مفضلين للــ . كابيتول |
Hayır, beyler siz kendi küçük dünyanızda kafanız Capitol Hill kıçlarınıza sıkışmış vaziyette yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | لا، رجالك يَعِيشونَ في عالمِكَ الصَغيرِ الخاصِ برأسكِ الفارغ هذا وتابعيك المغفلون في العاصمة |
Capitol bizi piyonmuşuz gibi tehdit edemez. | Open Subtitles | العاصمة لا يمكنها أن تعاملنا مثل بيادق الشطرنج |
Capitol hala kapatılmış halde, zehir tetkik ekipleri dikkatlice binayı temizlerken. | Open Subtitles | مبنى العاصمة لا زال مغلقا والفريق مستمر بالمسح الكامل للمبنى |
Kimse için, yemek için bile durma. Capitol oteline vardığınızda beni arayın. | Open Subtitles | وعندما تصلين الى فندق العاصمة أتصلي بي |
Capitol Binası ve Blair Tüneli'ndeki saldırılarla ilgili hâlâ bir şüpheli yok. | Open Subtitles | هناك ما زالَ لا مسمّى للمشتبه بهمِ في الهجومِ على نفقِ "بلير" والهجومات على عمارة العاصمة |
"Bakalım, Capitol'aa onu alacaklar mı." | Open Subtitles | "دعونا نرى إذا كان الناس العاصمة مهتما في" |
Ve bu benim Hristiyan Koalisyon liderlerinden bir arkadaşımla Capitol Hill'e gidip internet tarafsızlığı için lobicilik yapmamı sağladı. | TED | وهذا قادني لزيارة تلة الكابيتول مع أحد قادة التحالف المسيحي، صديقي، للضغط من أجل حيادية الشبكة. |
Bu "Haraç"lar Capitol gözetimine bırakılacaklardır. | Open Subtitles | هؤلاء المختارين يتم إيصالهم و التحفظ عليهم في مبنى الكابيتول |
Bu haraçlar Capitol'ün himayesine teslim edilmelidir. | Open Subtitles | والأشخاص المختارون سيت نقلهم للحجز التحفظي في .. ,الكابيتول |
Drew Havenwood'la Capitol Spill'in ofisinde, daha doğrusu böcek kaynayan yurt odasında konuştum. Kaseti isimsiz bir e-postayla almışlar ve yarın öğlen yayımlayacaklar. | Open Subtitles | لقد تحدثت للتو مع درو هافنوود من مكاتب كابيتال سبيل وقد حصلوا على الشريط الجنسي عبر بريد إلكتروني مجهول الهوية |
İddialı bir şey,Capitol Eyes'daki verimi korumak için. | Open Subtitles | شيء مثير وكبير حتّى أستّحق أجري في (كابتل آيز) |
Daha sonra Capitol Kubbesi'ni işaret etti George Wallace burada, "Sonsuza kadar ayrımcılık" diye ilan etmişti. | TED | ثم أراني كابيتل روندا الذي وقف جورج والس على عتباته وصرح:" التمييز العرقي للأبد" |