"cennet gibi" - Traduction Turc en Arabe

    • كالجنة
        
    • مثل الجنة
        
    • إنها الجنة
        
    • جنة
        
    • كالنعيم
        
    • وكأنها الجنة
        
    • مثل الجنه
        
    • الجنة هنا
        
    • الجنةِ
        
    • بمثابة الجنة بالنسبة له
        
    Ama, bir aktrisle çıkmak gibi cennet gibi görünen şey kısa sürede cehenneme dönüştü. Open Subtitles وهو بالضبط كمواعدة الممثلات يبدو كالجنة ولكنه جهنم
    Fakat ilk milyar yıl civarında adeta bir cennet gibi görünürdü. Open Subtitles لِيُسبِبَ بعض الضرر. لكن للمليار سنة الأولى أو نحو ذلك سيبدو كالجنة.
    Demek istediğim, etrafıma bakıyorum da, cennet gibi. Open Subtitles أنا أقصد عندما أنظر إلى المكان إنه مثل الجنة
    cennet gibi. Tek farkı, herhalde kulağa daha iyi geliyordur. Open Subtitles هذا مثل الجنة و ربما أفضل حالاًَ
    cennet gibi bir yer. - Kulağa hoş geliyor. Open Subtitles رمال ذهبية ، أمواج زرقاء إنها الجنة
    Bu boş sığlıklar avcılar için bir cennet gibi görünmeyebilir ama ihtiyacınız olan şey sadece doğru tarama donanımıdır. Open Subtitles هذه المياه الضحلةِ الفارغةِ قَدْ لا تَبْدو جنة صيّادين , لَكنَّك فقط تَحتاجُ عُدّةَ الكشفِ الصحيحةِ.
    Bak ne diyeceğim. Aşağıda yeni bir Ferrarim var. cennet gibi kokuyor. Open Subtitles سأخبركِ أمراً، إنّ لديّ سيّارة (فيراري) جديدة تماماً بالأسفل، رائحتها كالنعيم.
    Bir zamanlar cennet gibi görünen Venüs bir tür cehenneme dönüştü. Open Subtitles كوكب الزهرة الذي بدا ذاتَ مرةٍ كالجنة تحول إلى نوعٍ من الجحيم
    Yeni Dünya cennet gibi bir yer ve hepimiz zengin ve özgür olacağız ya da en azından bize öyle söylendi Virginia Şirketi tarafından Open Subtitles # من أجل عالم جديد كالجنة # # سنكون فيه أغنياء واحرار # # او أن هذا ماقيل لنا عن # # طريق شركة فرجينيا #
    Kız haklı. Ayrıca, burası cennet gibi bir yer. Open Subtitles انها محقة ، وهذا المكان كالجنة
    Otelin restoranı cennet gibi bu arada. Open Subtitles - " المطعم الموجود في الفندق كالجنة بالمناسبة.
    Burası cennet gibi. Open Subtitles المكان كالجنة هنا
    Aman Tanrım. cennet gibi kokuyor. Open Subtitles يا الله ، هناك رائحة مثل الجنة
    Güneş ışığı içeri süzülürken cennet gibi görünüyor. Open Subtitles ضوء الشمس يدخل وتبدو مثل الجنة
    Burası cennet gibi millet. Open Subtitles ي 'الل، هو مثل الجنة هنا.
    cennet gibi. Open Subtitles إنها الجنة
    Sana söylüyorum, Carl. Burası cennet gibi. Open Subtitles أنا أخبرك يا(كارل) إنها الجنة
    cennet gibi. Bütün kötü alışkanlıklarım onu eğlendiriyor. Open Subtitles إنها جنة كُلّ عاداتي السيئة تَسلّيها
    Kimse Chatsworth'ün cennet gibi bir yer olduğunu söylemiyor. Open Subtitles لا أحد يقول إن حي "تشاتسوورث"ً هو جنة "عدن"ً
    Bu cennet gibi geldi. Open Subtitles إنه كالنعيم
    onların rahat evlerinde yaşamak, cennet gibi görünüyor. Open Subtitles العيش في هذا البيت الصغير المعشوشب تبدوا الحياة وكأنها الجنة
    - Nefes kesici. cennet gibi. Emekli olunca gitmeyi hayal ettiğin bir yer gibi. Open Subtitles أنه مثل الجنه حيث يتمنى المرء أن يذهب اليه عندما يتقاعد
    cennet gibi. -Kendinizi evinizde gibi hissedin. Open Subtitles لديك الجنة هنا أنت حقاً تشعر وكأنك في موطنك
    Her zamanki gibi haklıydın evin tam bir cennet gibi. Open Subtitles أنت كُنْتَ كالمعتاد. بيتكَ قطعة صَغيرة من الجنةِ.
    Öldüğü zaman, onu gönderdiğim cehennem ona yaptıklarımdan sonra ona cennet gibi gelecek. Open Subtitles وعندما تموت عيناه ، الجحيم الذي سأرسله إليه سيكون بمثابة الجنة بالنسبة له عندما أنتهى منه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus