Sonunda caz cennetine düşüyorlar. Ticari oldu. İyimser bir son. | Open Subtitles | ، انتهى بهم المطاف في جنة موسيقى الجاز إنها إعلان |
Kazanan benimle birlikte 2 günlüğüne Fhloston cennetine gidecek. | Open Subtitles | الفائز سيذهب معي ليومين إلى جنة فهلوستون |
Fhloston cennetine inişe geçiyoruz. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي لقد بدأنا هبوطنا نحو جنة فهلوستون |
Söyler misiniz, sizce öldükten sonra kedi-köpek cennetine alırlar mı bunu? | Open Subtitles | قل لي ، سيدي ، عندما سيموت هل تعتقد بأنه سيذهب مع الكلاب والقطط إلي الجنة ؟ |
Bütün önlemleri aldım, köyü endüstri cennetine çevireceğim. | Open Subtitles | قبل هذا القرد أن تكون خالية من الشرطة، أنا حولت تلك القرية الجنة الصناعية. |
Nah, nah, nah, sorun değil, adamım. Rock yıldızı cennetine gitmiştim ben. | Open Subtitles | لا، لا بأس يا رجل ذهبت إلى سماء نجوم الروك |
İlyas'ı ateşten bir arabayla cennetine aldın. | Open Subtitles | أخذت ألياس الى الجنه في قارب مبارك |
Kazanan benimle birlikte 2 günlüğüne Fhloston cennetine gidecek. | Open Subtitles | الفائز سيذهب معي ليومين إلى جنة فهلوستون |
Fhloston cennetine inişe geçiyoruz. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي لقد بدأنا هبوطنا نحو جنة فهلوستون |
Sefil günahkar birim, robot cennetine giden yol burada yatar Ulu Kitap 3.0'da. | Open Subtitles | وحدة الآثمين التعساء. هنا السبيل إلى جنة الروبوت في الكتاب الطيب، 0ر3. |
Bir anda, gri dükkanımız renkli ürünler cennetine dönüştü. | Open Subtitles | بين ليلة وضحاها، تحول متجرنا الشاحب إلى جنة منتجات ملونة بين ليلة وضحاها، تحول متجرنا إلى جنة منتجات ملونة |
Bir anda, gri dükkanımız renkli ürünler cennetine dönüştü. | Open Subtitles | بين ليلة وضحاها، تحول متجرنا الشاحب إلى جنة منتجات ملونة |
Kızım benden nefret ediyor diye Mısır cennetine almayacaklarsa öyle olsun bakalım. | Open Subtitles | إذا لم يسمحوا لي بدخول جنة المصريين لأن ابنتي تكرهني إذا, أعتقد أن هذه هي الحياة |
Kuzey yarıda, Kısa Ot Vadisi bir kez daha otlama cennetine dönüşüyor. | Open Subtitles | باتت سهول العشب القصير مجدداً جنة عشبيّة |
Onu hüznün, acının ve gözyaşının olmadığı cennetine kabul et. | Open Subtitles | و رحب به في الجنة امسح الحزن و الدموع و الألم |
Organizasyonun liderlerinin, kendisini ötekileştirilmiş hisseden savunmasız gençleri hedef alarak onları yerine getirilmeyen vaatler cennetine çekişini çok yakından izlemeye başladım. | TED | بدأت أشاهد عن كثب شديد قادة هذه المنظمة كانوا يستهدفون الشباب الضعفاء الذين شعروا بالتهميش ومن ثم يضمونهم إليهم بوعود الجنة التي تم كسرها. |
Ben Walter Marek, otelin yöneticiyim. Tatil cennetine hoş geldiniz. | Open Subtitles | أدعى " وولتر ماريك " المدير أهلاَ بك إلى عطلة الجنة |
Yaptığım şey sadece Hz. İsa'nın cennetine merdiven dayamak. | Open Subtitles | أنا أبحث عن معبر الجنة الذي ذكره المسيح |
Bu yüzden onu cennetine alarak, oranın daha iyi bir yer olmasını istedi. | Open Subtitles | وأراده في الجنة ليكون بمكان أفضل. |
Muhtemelen Beyaz Mesih'in seni cennetine kabul etmiştir. | Open Subtitles | ربما ستذهب إلى الجنة مع هذا الكتاب. |
Öldük de çaylak cennetine geldik sanki. | Open Subtitles | كأنّك متَّ وصعدت إلى سماء المبتدئين. |
Tanrı beni cennetine koyacak. | Open Subtitles | المسيح سيأخذني إلى المنزل في الجنه |
Çam yağı. Oraya gideceksin, çam yağı cennetine. | Open Subtitles | إنها كالزيت المغلى , ذلك هو مصيرك يا فتى سيتم نقعك فيها |