Onu bir ceset torbasına tık, Noel Babanın yaptığını söylerim. | Open Subtitles | أنزلْه في كيس الجثث أنا سأدعي بأنه كان سانتا كلوز |
Kendisine neyin çarptığını anlayana kadar, çoktan ceset torbasına girmiş olacak. | Open Subtitles | عندما سيدرك ما أصابه سَيَكُونُ في كيس الجثث |
Bu kişiyi bu makinede düşünün... gözünüzü dahi kırparsanız ceset torbasına girersiniz. | Open Subtitles | ضعو هذه الشخصية في هذه الآلة ولو رمشت بطرف عينك هناك فأنت في كيس الجثث |
Şu lanet olası piç kurusunu ceset torbasına koy. | Open Subtitles | تباً، ضع ذلك الوغد التعس في كيس جثث |
Göğsünde bir delikle ceset torbasına giren O'ydu. | Open Subtitles | إنه من وضع في كيس جثث برصاصة بداخل صدره |
Ve onu ceset torbasına koydular. | Open Subtitles | ووضعوه بكيس الجثث |
- ceset torbasına konduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما يقال "أنه تم وضعها في حقيبة" . - ماذا ؟ |
Stark onu kolayca ceset torbasına saklayabilsin diye Hoyt üç kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | هويت قتل ثلاثة اشخاص لذا تمكن ستارك من المجيء واخفاءه في كيس الجثث |
Sabahleyin, sıhhiyeciler, nabzımın attığını fark etmeseler, beni de bir ceset torbasına koyacaklardı. | Open Subtitles | في الصباح، رجال الهيئة وصلوا ووضعني في كيس الجثث حتى... أحزر بأنّهم وجدوا نبضا. |
Dönünceye kadar güvenlik kamerası görüntülerinden tek görebildiğim infaz korumaların onu bir ceset torbasına koydukları ve sedyeye koyup götürdükleriydi... | Open Subtitles | عند عودتي، كلّ ما رأيته على شريط المراقبة... هو إغلاق الحراس كيس الجثث عليه ثمّ نقله على حمّالة، كان... |
Onu bir ceset torbasına koyun! | Open Subtitles | أحضروا له كيس جثث |
- ceset torbasına konduğu gibi. | Open Subtitles | -لقد تم وضعها في حقيبة |