Şefin son soruya ne cevap verdiğini ya da dürüstçe cevap verip vermediğini bilmiyoruz. | TED | لا نعلم جواب الطاه على السؤال الأخير أو حتى أنه أجاب بصدق. |
Sizi gördüğüme şaşırmış gibi göründüysem kusura bakmayın, dedektifler fakat kocamın tüm sorularınıza cevap verdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتذر استغربت بحضوركما أيّها المحققّين، لكن أظنّ زوجي أجاب على كافة الأسئلة. |
Telefonun çaldığını ve senin cevap verdiğini söyledi... | Open Subtitles | ... قلت ان الهاتف رنّ وانت أجبت - منزل الموت - |
Benim yaşıma geldiğinde, Tanrı'nın dua edenlere cevap verdiğini daha kolay anlayacaksın. | Open Subtitles | عندما تكوني بعمري ستجدينها أسهل بكثير للتصديق بأن الله حقاً يستجيب الدعاء |
Rahibe Peter Marie terapiye cevap verdiğini söylüyor. | Open Subtitles | تقولُ الأُخت بيتَر ماري أنهُ يستجيب للعِلاج حسناً، دَعها تُشاركُهُ الغُرفَة إذاً |
Kocamın tüm sorularınıza cevap verdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن زوجي أجاب على اسئلتكم |
Ama Tom'un soruma tam olarak cevap verdiğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لـكن في الـواقع لا أعتـقد بأنّ (تـوم) أجاب عـلى سـؤالي |
Tanrıların tost makinelerinin dualarına cevap verdiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان الاله يستجيب لصلاة الالات |
Nasıl cevap verdiğini görecek ve anlayacaksın. | Open Subtitles | "ترى كيف يستجيب وسوف تفهم." أين أنت؟ |
Ama emin değilim çünkü eskiden ona dua ederdim ve bana cevap verdiğini duyardım. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} لا أظن هذا {\pos(190,220)} لأنني عندما كنت أصلي {\pos(190,220)} كنت أسمعه يستجيب |
Dugan'ın tedaviye cevap verdiğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ (دوغان) يستجيب للعلاج |