Bunu, kadına tecavüz eden erkeği cezalandırmayı reddeden devlette görüyoruz. | TED | نرى ذلك في الحكومة التي ترفض مُعاقبة الرجال المغتصبين للنساء. |
Ben de insanları cezalandırmayı severim. | Open Subtitles | أنا أحب مُعاقبة الناس أيضاً |
Ve bilirsin, orada olduğun sırada kendini cezalandırmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن مُعاقبة نفسك |
Beni cezalandırmayı bırakıp tekrar güvenmenin vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت للتوقف عن معاقبتي والبدء بالوثوق بي مجدداً. |
Dedim ki belki bir gün senden bu kadar çok hoşlandığım için beni cezalandırmayı bırakırsın. | Open Subtitles | ..لقد قلت ربما يوماً تتوقفين عن معاقبتي لحبّي لكِ بهذا القدر .. |
Ve onu cezalandırmayı bitirmelisin ve önümüzdeki 50sene ya da daha fazla birbaşkasıyla ..nasıl yaşamayı çözmeye geri dönmelisin. | Open Subtitles | ويجب عليك أن تكفي عن معاقبتها وأن تعودي إليها لتفكرا كيف تعيشان سويةًالخمسين سنة القادمة أو أكثر |
Ve onu cezalandırmayı bitirmelisin ve önümüzdeki 50sene ya da daha fazla birbaşkasıyla ..nasıl yaşamayı çözmeye geri dönmelisin. | Open Subtitles | ويجب عليك أن تكفي عن معاقبتها وأن تعودي إليها لتفكرا كيف تعيشان سويةًالخمسين سنة القادمة أو أكثر |
Fakat şu gerçek ki onu cezalandırmayı ben de istedim. - Niçin? | Open Subtitles | حسنًا، الحقيقة هي أنّي أردت معاقبتها أيضًا |
- Rahat bırak onu. Onu cezalandırmayı ne zaman bırakacaksın? | Open Subtitles | متى ستتوقفين عن معاقبتها ؟ |