Kalbinin ve ciğerlerinin güçsüz durumunu da düşünürsek kitlenin yeri bakımından ameliyat mümkün değil. | Open Subtitles | ،بالإضافة لحالة قلبك و رئتيك الضعيفة سلفاً الجراحة ليست خياراً ممكنً، نظراً للمكان |
Tabi ciğerlerinin göğsünde kalmasını istiyorsan. | Open Subtitles | هذا إذا ما أردت الحفاظ على رئتيك داخل صدرك |
Kistik fibrozis adında, ciğerlerinin enfeksiyonlara duyarlı olmasına neden olan bir hastalığı vardı. | TED | كانت مصابة بالتليف الكيسي، مرض جيني يجعل رئتيها عرضة للتأثر السريع بالكبتريا. |
Eğer kapı maktülün üzerine düşmüşse, ...gördüğümüz kırıklara ve... ciğerlerinin delinmesine neden olmuş olabilir. | Open Subtitles | لو سقط هذا الباب على الضحية لكان سبب الكسور التي رأيناها و سحق رئتيها |
Sonra ciğerlerinin tüm gücüyle bu aptal çocuksu melodiyi haykırıyor. | Open Subtitles | ثم يجأر بهذا الغباء واللحن الطفولي ملء رئتيه |
Yaşayan hastaların ciğerlerinin alınmamasının çok mantıklı bir sebebi var. | Open Subtitles | ثمّة سبب وجيه لعدم أخذ رئة من المرضى الأحياء |
Seninki gibi hapşırmak, ciğerlerinin kapasitesinin çok fazla olduğunu gösterir. | Open Subtitles | مع عطسة مثل التي لديك ، تلك تخبرنا الكثير عن قدرة رئتك |
Onun kalbini vurmak için senin ciğerlerinin arasına ateş ettim. | Open Subtitles | ! لكي أصيب قلبه ، كنتُ مضطراً لإصابة رئتكِ |
Eğer sağlıklı bir ciğerde tıpkı senin ciğerlerinin virüsle yaptığı gibi tedaviyi sabitleyip üretilmesini sağlayabilirsem... | Open Subtitles | إن تمكنت من تعليم رئتين صحيتين الإحتفاظ و نسخ العلاج ،مثلما تفعل رئتاك مع الفيروس ..سأتمكن إذن |
Seni kalp monitörüne bağlayacağız ve ciğerlerinin temizlenmesini bekleyeceğiz. | Open Subtitles | لذا,سوف نقوم بمراقبة قلبك فى اثناء انتظارك حتى تتحسن رئتيك |
Geri dönüştürülen havaya ciğerlerinin adapte olamamasıyla ilgili bir durum. | Open Subtitles | رئتيك لا يمكن التعامل مع الهواء المعاد تدويرها. |
Bu işe yaramaz çünkü muhtemelen binlerce zararsız virüs ile birlikte ciğerlerinin en derin dokularında gizleniyordur. | Open Subtitles | لم يكن لينجح ذلك، لأنه على الأرجح ،في أعماق رئتيك ،مختلط مع آلاف الفيروسات الغير ضاره |
Şuradaki bebek o kadar erken doğmuş ki ciğerlerinin gelişmeye fırsatı olmamış. | Open Subtitles | تلك الطفلة هناك. ولدت قبل وقتها لم يسنح لها الوقت لتنمو رئتيها بالشكل الصحيح |
ciğerlerinin kapasitesinin yarısını durduracağız. | Open Subtitles | وسنضطر إلى إزالة نصف عمل رئتيها. |
Tomografi ciğerlerinin İsviçre peyniri gibi olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أظهر الرسم السطحي توقف رئتيها عن العمل |
Kalbiyle ciğerlerinin arasından geçmiş. | Open Subtitles | ربما كانت الرصاصة بين قلبه و رئتيه |
Sanırım ciğerlerinin birinde kısmi bir yırtık var. | Open Subtitles | اعتقد ان لديه تمزق في احدى رئتيه. |
Yaşayan hastaların ciğerlerinin alınmamasının çok mantıklı bir sebebi var. | Open Subtitles | ثمّة سبب وجيه لعدم أخذ رئة من المرضى الأحياء |
Gerçek ciğerlerinin sesini duydum. | Open Subtitles | حسناً, لقد .. لقد سمعت صوت رئتك الحقيقية |
Onun kalbini vurmak için senin ciğerlerinin arasına ateş ettim. | Open Subtitles | لقد أصبتُ رئتكِ حتى أصيب قلبه |