Eve gelip beni tutukladılar ve beni ciddi suçlar Birimi'ne getirdiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا لمنزلي وألقوا القبض عليَّ وقاموا بإحضاري لـوحدة الجرائم الخطيرة |
ciddi suçlar Birimi'ndeki Gözaltı Komiseri'ne geleceğinizi söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت الرقيب المسؤول عن الإحتجاز بوحدة الجرائم الخطيرة أنكِ في الطريق إليه |
Bu görüşme ciddi suçlar Birimi'nde gerçekleşiyor. | Open Subtitles | هذه المحادثة تتم في وحدة الجرائم الخطيرة |
Delilleri gizlemek, adalete engel olmak. Bunlar ciddi suçlar. | Open Subtitles | الكتمان على دليل, إعاقة العدالة هذه جرائم خطيرة |
Zindanlarınızdaki köylülerimi ziyaret ettim. Çok ciddi suçlar işlemişler. | Open Subtitles | . أنا زرت فلاحينى فى زنزاناتك . هم أرتكبوا جرائم خطيرة |
Bunlar ciddi suçlar. Dikkatsiz sürüş. | Open Subtitles | هناك اتهامات خطيرة موجهة لك القيادة بتهور |
Bunlar ciddi suçlar. Dikkatsiz sürüş. | Open Subtitles | هناك اتهامات خطيرة موجهة لك القيادة بتهور |
GA ciddi suçlar Birimi'nin baş dedektifiyim. | Open Subtitles | المفتّشة العامة لقسم الجرائم الخطيرة بالسلطات المجرّية. |
Doğrudan ciddi suçlar birimine gideceğim. | Open Subtitles | سأتوجه مباشرة إلى قسم الجرائم الخطيرة. |
Bu görüşme ciddi suçlar biriminde kaydedilmektedir. | Open Subtitles | يُقام الاستجواب في قسم الجرائم الخطيرة. |
Down ciddi suçlar birimindeki gözaltı memuruna bildir. | Open Subtitles | أبلغي الرقيب في وحدة الجرائم الخطيرة |
Cinayetler, ciddi suçlar. | Open Subtitles | والجنح و الجرائم الخطيرة |
Bunlar çok ciddi suçlar. | Open Subtitles | هذه جرائم خطيرة جداً. |
- Wayne Girişimcilik ciddi suçlar işliyor. | Open Subtitles | شركات (واين) ترتكب جرائم خطيرة |
Bunlar ciddi suçlar. | Open Subtitles | إذاً؟ {\pos(190,230)} هذه جرائم خطيرة |