Bu iki şişe tırnak cilasını laboratuvara getirdim, ve etiketlerini söktüm. | TED | فاحضرت علبتين من طلاء الاظافر الى المخبر ونزعت لصاقة الاسم |
Bu tırmık izlerindeki tırnak cilasını açıklar, ama oksitlenmiş demiri açıklamaz. | Open Subtitles | حسناً , هذا سيفير أثر طلاء الأظافر في الخدوش و لا يفسر أكسيد الحديد |
- Dinle, dinle. - İstediğin tırnak cilasını getirdim tatlım. | Open Subtitles | ـ أنصتِ، أنصتِ ـ لقد أحضرتُ طلاء ظافر لكِ، يا عزيزتي |
Anlaşılan Gloria'nın tırnak cilasını şüpheli çıkarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو ان الجاني أزال طلاء أظافر غلوريا |
Tıpkı tırnak cilasını çıkardığı gibi şüpheli çıkarmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن الجاني نزعهم كما نزع طلاء الأظافر |