| cinselliğin yolu, karışık seks ilişkilerini arzulayanları dışlamaktan geçmez. | Open Subtitles | إن طريق النشاط الجنسي ليس أمرًا يسبب الفوضى، الشهوات الجسدية تتدفق. |
| Beş, psikologlar bastırılmış cinselliğin, sonradan... nevroza dönüşebileceğini söylüyorlar; | Open Subtitles | خامسا: علما النفس يقولون ان وظائف الكبت الجنسي يؤدي الى التعصب لذى الكبار |
| Bana öyle geliyor ki insan ırkının asıl sapkınlığının ölçüsünü, zevk verme garantisi olan birkaç aktiviteden biri olan cinselliğin bu kadar histeriye ve baskıya maruz bırakılmasında görebiliriz. | Open Subtitles | يبدو لي مقياس سوء حماقه الجنس البشري و نشاطات المتعه بشكل موثوق بها يجب أن تكون موضوع الهستريا و الكبح الجنسي |
| - Senin cinselliğin de öyle. | Open Subtitles | وميولك الجنسي واحد منها أنا أتفق تماماً. |
| Terapiye inanmadığını biliyorum ama bence sağlıklı cinselliğin, sana güvenli bir çevre sağlayan yakın bir ailenin sonucudur. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لا تؤمنينَ بالطب النفسي لكن أظن أن نشاطكِ الجنسي الصحي هو نتيجة لـ عائلة مترابطه وفرت بيئة أمنة لكِ |
| Vazgeçeceğimiz fikir, cinselliğin geleneksel olarak tek bir bağlamda gerçekleşebilmesidir. | Open Subtitles | ما لا نشجّعه هو فكرة أنّ الإشباع الجنسي يُمكن أنْ يحدث فقط في السياق المفرد التقليدي. |
| Bilmiyorum.Ben.cinselliğin siyah ve beyaz olduğunu düşünmüyorum | Open Subtitles | لا أعرف, أنا... أنا لا أظن أن النشاط الجنسي ينقسم لأبيض وأسود |
| Ayrıca cinselliğin de söz konusu olmadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | و نعتقد كذلك أن الدافع الجنسي غير موجود |