New York City'de, tekerlekli sandalyede olduğunuz için sizi almayı reddeden bir otobüsü durdurmak için kaç insan gerekir? | TED | كم عدد الأشخاص القادرين على إيقاف حافلة في مدينة نيويورك حينما يرفضون أن تدخلوا الحافلة لأنكم على كرسي متحرك؟ |
Yolculuğumun beni şu anda getirdiği New York City'de berberlerle deneyimimiz farklı olmadı. | TED | وكانت تجربتنا مع الحلاقين في مدينة نيويورك لا تختلف، حيث قادتني رحلتي حالياً. |
Sadece Guatemala City'de 400'ün üzerinde işyeri ve okul kapılarına kilit vurdu. | TED | في مدينة جواتيمالا فقط أكثر من أربعمائة مكان عمل ومدرسة أغلقوا أبوابهم. |
"O zaman Lordum, benim Atlantic City'de ne işim var?" | Open Subtitles | إذن، يا ربّ.. لماذا أنا موجودٌ في أطلانتيك سيتي ؟ |
Esther Chavez Mexico City'de çalışan çok zeki bir muhasebeciydi, 72 yaşındaydı, | TED | كانت محاسبة لامعة في مكسيكو سيتي كان عمرها 72 سنة |
Kansas City'de doğdu, ama Chicago'da büyüdü. | Open Subtitles | ولدتَ في مدينةِ كانساس لكن اقامت في شيكاغو. |
- Atlantic City'de mahsur kaldık! - Kaldık mahsur Atlantic City'de! | Open Subtitles | نحن عالقون في أطلانتيك سيتي - ستي أطلانتيك عالقون نحن - |
Gotham City'de toplum güvenliği artık gülünecek bir konu değil. | Open Subtitles | سلامة العامة في مدينة جوثام لم يعد امرا يسخر منه |
Gotham City'de toplum güvenliği artık gülünecek bir konu değil. | Open Subtitles | سلامة العامة في مدينة جوثام لم يعد امرا يسخر منه |
McManus Em City'de yaşadığım zamanlarda senin sofu saçmalıklarını dinlemek zorundaydım. | Open Subtitles | عِندما عِشتُ في مدينة الزُمُرُد لكني لستُ مضطراً إلى ذلكَ الآن |
Yani bir kez daha National City'de süper güçlü bir canavar tasmasından kurtuldu. | Open Subtitles | لذا, مرة اخرى وحش ذو قوة خارقة اطلق له العنان في مدينة نيويورك |
Bunlar Mexico City'de yenen takolar tren istasyonunun yanında 5 Haziran ile 6 Haziran arası. | TED | أكلت كل هذه التاكوز في مدينة مكسيكو بالقرب من محطة قطار من 5 إلى 6 من يوليو. |
Şimdiye kadar New York City'de 300 yüz çektik. | TED | حتي الان لقد قمنا بتصوير 300 وجه في مدينة نيويورك. |
New York City'de, fareler işten eve gidip gelen insanların günlük yaşamlarının parçaları. | TED | في مدينة نيويورك، تعتبر الفئران بمثابة جزء من الحياة اليومية للمسافرين. |
Bu şarkı, birisinin dediğine göre bir basebol maçında Kansas City'de. | TED | إذن الأغنية, أخبرني أحدهم أنه في إحدى مباريات البايسبول في مدينة كانساس. |
Bay Peachtree'nin dediğine göre Profesör Crystal City'de çok sevilmiyormuş. | Open Subtitles | ولكن السيد بيجتري يقول ان البروفيسور لم يكن محبوبا تماما في كريستال سيتي |
Biz Dodge City'de kimsenin silah taşımasına izin vermiyoruz. Duymadınız mı? | Open Subtitles | نحن لا نسمح لأي شخص بحمل السلاح هنا في "دودج سيتي". |
Geri kalanını Dodge City'de 5'e 1'de kaybettim. | Open Subtitles | تركت الباقي في دودج سيتي في مراهنة خمسة إلى واحد |
Dodge City'de bu yüzden çalıştım. Bu yüzden param var. | Open Subtitles | لهذا السبب عملت في دودج سيتي ولهذا السبب حصلت على المال |
Mexico City'de ya da T.J'de ölebilir ve olan biteni hiç bilmeyebilirdim. | Open Subtitles | كان يمكن أن أموت مكسيكو في سيتي أو تيخوانا ولا كنت سأعلم عن الأمر شيئاً |
Kocamın en iyi arkadaşlarından biriydi. Atlantic City'de beraber çalışırlardı. | Open Subtitles | لقد كان صديقا مقربا من زوجي عندما كانا في أتلانتيك سيتي |
Pual hâlâ bekar ve Alphabet City'de yaşıyor. | Open Subtitles | بول ما زالَ يُفردُ وحياة في مدينةِ الأبجديةِ. |
Burası bana sen çocukken Atlantic City'de bedavaya kaldığımız... o süiti hatırlatıyor. | Open Subtitles | إنهُ يذكرني بالجناح الذي كان لدينا في أتلانتيك ستي" عندما كنت صغيراً" |