Onlar; programcı, bir sonraki Hillary Clinton ya da Beyonce olacaklar. Hayallerini ertelemeyecekler. | TED | وسواء أصبحن مبرمجات أو هيلاري كلينتون التالية أو بيونسيه، فإنهن لن يأجلن أحلامهن. |
Ve zamanda yolculuk yaparak 3 Şubat'a gidersek, O tarihte Hilary Clinton Demokrat'ların başkan adayı olacak gibi görünüyordu. | TED | اذا رجعتم الى ذلك الوقت في الثالث من فبراير، لقد بدى أن هيلاري كلينتون ستحصل على ترشيح الحزب الديموقراطي. |
Ve seni önce çiğner sonra tükürüp atar, sanki Yahudi Hillary Clinton gibi. | Open Subtitles | غيمة سوداء من فوق ذقنها و ستبتلعك و تبصقك فوق كهلاري كلينتون يهوديه |
Clinton dışarı çıktı ve yanında yeşil bir masa ile döndü. | Open Subtitles | ذهب وكلينتون الى هناك وانه عاد في مع هذا المكتب الخضراء. |
Merhaba, Sheriff. Bayan Clinton tabaklarınızı ve kupalarınızı dolduracak. | Open Subtitles | مرحباً، ماريشال سّيدة كلنتن ممكن ملأ قدحان وصحن. |
Ve sonra, tabi ki, NASA ayrıca büyük bir duyuru yaptı ve Başkan Clinton Mars gezegeni'nin bu inanılmaz keşfi hakkında bir basın toplantısı düzenledi, | TED | ومن ثم ,بالطبع وكالة ناسا كان لها ايضاً إعلان كبير وقام الرئيس كلينتون بعمل مؤتمر صحفي حول هذا الاكتشاف المُدهش حول الحياة في نيزك مريخي |
Bunlar, Plato, Dekart, Nietzsche, ve Bill Clinton idi. | TED | وهذا أفلاطون وديكارت ونيتشه وبيل كلينتون. |
Ki, eğer bir akıllı telefondan Google'a girmişlerse, 15 sene önce Başkan Clinton'ın sahip olduğundan daha çok bilgi ve istihbarata erişimleri var. | TED | وإذا دخلوا على موقع جوجل في جوالاتهم الذكية، سيصلون إلى معلومات ومعرفة أكثر مما حصل عليه الرئيس كلينتون قبل 15 سنة. |
Eğer istersek, Bill Clinton'ın bile ne olduğunu kontrol edebiliriz. | TED | إذاً، اذا رغبت في، لنرى كيف يبدو "كون" بيل كلينتون. |
Bill Clinton'ın şu an itibariyle yer almış olduğu söylentileri görebiliriz. | TED | يمكننا رؤية القصص بأن بيل كلينتون يشارك الآن. |
Hillary Clinton kalkıp gelse ve aynı konuşmayı yapsa tek bir Cumhuriyetçi vekil onu ayakta alkışlamazdı. | TED | لو كانت هيلاري كلينتون هي من ألقت الحديث فلم يكن ليصفق لها أحدا من الجمهوريين. |
Kaliforniya'daki Clinton destekçilerinin onlar hakkında ne düşündüklerini Alabama'daki Trump destekçilerine sorduğumuzda söyledikleri şey şuydu: | TED | وعندما سألنا مؤيدي ترامب من ألاباما عن اعتقادهم فيما يعتقده مؤيدو كلينتون في كاليفورنيا بهم هذا بعض ما قالوه: |
Evet, Bill Clinton Arkansaslı idi ama bunlar çok büyük farklar. | TED | نعم بيل كلينتون كان من اركنساس، ولكن هذه فروقات عميقة جداً جداً. |
Bill Clinton'ın Rwanda sağlık klinikleri için söyledikleri gibi. | TED | لأنه مثلما كما كان يقول بيل كلينتون عن العيادات الصحية الرواندية. |
Clinton'ı seversiniz ya da sevmezsiniz, ama kabul edin ki... ülke için en iyi şey devam etmekti. | TED | يمكن أن تحب كلينتون أو تكره كلينتون ولكنك توافق على أن الشيء الأفضل للبلاد هو التقدم للأمام. |
Bill Clinton istediğini elde edemeyeceği için göz yaşları içinde gider. | TED | فمضى بيل كلينتون باكياً فشله في تحقيق ما أراد. |
Karını dövdüğün gece de bir konuşma yaptın mı, Clinton? | Open Subtitles | هل ألقيت خطاباَ ليلة ضرب زوجتك " كلينتون " ؟ |
Evet, Obama ve Clinton ailesinin Alabama'da bir araya geldiklerini görüyoruz. | TED | إذاً يمكننا رؤية أوباما وكلينتون يلتقيان في ألاباما. |
Bu hamle onu Clinton ile aynı... kategoriye koyup dünyaya vasiyetini... hazırlaması için zaman tanıdı. | Open Subtitles | هذه الحركة تتطلب قوة إرادة وشهية عارمة للتدمير هذه الحركة ستضعك بالتأكيد في صف روزفيلت وكلينتون |
Ahbap, Clinton bile bu kadar hit almadı | Open Subtitles | يارجل، شهادة كلنتن لم تحصل على العديد من الطلبات |
Tıpkı, azgın bir ayının pençesinden... kaçan güzel bir bakire gibi... ve bekaretini koruması için Bill Clinton'a koşuyor. | Open Subtitles | هي مثل عذراء جميلة تهرب من أنياب دبّ داعر وتركض إلى بيل كلنتن لإنقاذ عذريتها |