Mildred Connecticut'ta bir fabrika işçisi. | TED | ميلدريد هي عاملة في مصنع في ولاية كونيتيكت |
Connecticut'ta daha iyi bir yangın olduğunu duysan bile. | Open Subtitles | حتى لو كنت تعرف هناك أفضل نار في ولاية كونيتيكت |
Connecticut'ta ne yaptığını sormadım. Hiçbir şey. | Open Subtitles | أنا ألم وأبوس]؛ ر حتى يسأل ما كنت تفعل في ولاية كونيتيكت. |
Şey, Connecticut'ta yaşıyorum ama Californialı'yım. | Open Subtitles | أسكن في "كونيكتيكت" لكنّي من "كالفورنيا" |
Ailenle Connecticut'ta yaşıyormuş gibi davranmayı kesmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تكفّ عن التظاهر بأنك تعيش مع والديك في (كونيكتيكت) |
Annemle konuştum. Connecticut'ta Guggenheims diye birinin olmadığını söyledi. | Open Subtitles | تحدثت مع أمي ، لا يوجد جوجينهايم في كونتيكيت |
O kadar çok olacak ki Cirque du Soleil'i görmeye gitsen bile hala Connecticut'ta olduğunu sanacaksın. | Open Subtitles | كمية كبيرة من الأطعمة الحامضيّة حتّى إن ذهبتِ لسيرك (دو سوليه) لظننتِ نفسك في ولاية (كونيتيكت). |
Connecticut'ta terapi gördü. | Open Subtitles | حسناً_ لقد مر بضروف سيئة في كونيكتيكت |
Öğlen yemeği Connecticut'ta. Tamamen başka bir eyalet orası. | Open Subtitles | الغداء في (كونيكتيكت)، تلك ولاية آخرى بأكملها. |
Ama şehirde yani, Connecticut'ta değil. | Open Subtitles | لكن في المدينة ليس في "كونيكتيكت" |
Bir ev, çocuklar, belli okullar, Connecticut'ta bir yuva... | Open Subtitles | منزل، أطفال، مدرسة معينة منزل في في (كونيكتيكت)... |
Connecticut'ta biz beleş gazoz deriz. | Open Subtitles | في ( كونيكتيكت ) نحن نطلق عليه صودا مجانية و... |
Connecticut'ta, ninemin eski odasında kalabileceğini söyledim. | Open Subtitles | قلت له أنه يستطيع البقاء في غرفة جدتي القديمة في كونتيكيت |
Connecticut'ta gittiğimiz pansiyon var ya bu hafta sonu tekrar gidelim. | Open Subtitles | هذه العطلة التي قمنا بها سويًا "بـ"كونتيكيت أود قضاء هذه العطلة مجددًا |
Southbury, Connecticut'ta. | Open Subtitles | ساوثبيري,كونتيكيت |