Çok üzgünüm efendim, ama Bay Cooke pazartesiye kadar ülke dışında. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً يا سيدي، ولكن السيد كوك لن يعود من خارج البلاد قبل يوم الاثنين |
Kendisine pis herif demek istiyorum, çaresiz bayanların peşinden koşuyor, yani otel çalışanı Madison Cooke'un peşinden. | Open Subtitles | ارغب بتسميته بالوغد ايضا على ما يبدو انه يقوم بالتحرش بأنسة في وضع حرج التي تعرف ايضا بالموظفة ماديسون كوك |
Güneşli bir öğleden sonra Dottie Collins tam zamanında o Sam Cooke şarkısını çalmamış olmasaydı babanız annenize uzun uzun bakmamış olabilirdi. | Open Subtitles | لأغنية سام كوك في كل مساء ربما والدكم لم يعطي تلك النظرة الطويلة لأمهاتكم. |
Cooke bunun olmasına hiç izin vermezdi zaten. | Open Subtitles | كوك لم يكن ليسمح بذلك أن يحدث بكل الأحوال |
Cooke emekli oldu, hayatını yaşamanın işten daha önemli olduğu kararını verdi. | Open Subtitles | كوك تقاعد و لقد قرر بأن هناك المزيد من الأشياء في الحياة أكثر من العمل |
Cooke cidden hayatını yaşamanın işten daha önemli olduğuna mı karar verdi? | Open Subtitles | هل حقا ً قرر كوك بأن هناك المزيد من الأشياء في الحياة أكثر من العمل ؟ |
Peter Cooke ile temasa geçmemiz gerektiğini söylemişler. | Open Subtitles | وهم يظنون اننا يجب أن نتصل بيتير كوك |
Bay Cooke'a sadece merhaba demek için gelmiştim. | Open Subtitles | لا، لقد كنت أرد دعوة السيدة كوك |
Afedersiniz... Albay Cooke izne çıkmanızdan önce sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | الكولونيل "كوك"يريد مقابلتك قبل أن تبدأ الأجازة |
Sam Cooke geri gelmiş. | Open Subtitles | إنتظروا ثانية واحدة ها هو "سام كوك" عاد هناك |
Sam Cooke geri gelmiş. | Open Subtitles | إنتظروا ثانية واحدة ها هو "سام كوك" عاد هناك |
Mesela, ilk senemde Betsy Cooke ile çıkıyordum. | Open Subtitles | لا بأس,حسناً,علي سبيل المثال,في الصف الحادي عشر,كنت أواعد هذه الفتاه"بيتسي كوك". |
Bayan Cooke geceyi oğlanların yanında, hastanede geçirdi. | Open Subtitles | سيدة "كوك" قضت الليلة في المستشفى مع الأولاد |
- Bay Cooke rahatsız edilmek istemiyormuş. | Open Subtitles | و سيد "كوك" ترك رسالة أنه لا يريد أي أزعاج |
Oradan Cooke konağına beş ay sonra geçti. | Open Subtitles | من 8 شهور مضت و انتقل لمنزل "كوك" بالشهر الخامس لاحقاً |
Tara Cooke, 29 yaşında, dün sabah East River'ın orada bulunmuş. | Open Subtitles | (تارا كوك)، 29 عامًا، وُجدت على ضفاف النهر الشرقي صباح البارحة. |
Cooke doğa adamı. Merkezden uzak bir yerde yaşadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | كان (كوك) مكافحًا للنجاة، نظنه ربما يقظن بمنأى عن الأرض. |
Cooke'un arabasını alalım, nasıl olsa bir daha ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | لنذهب سوف نأخذ سيارة (كوك) لن يحتاجها بعد الآن |
Sam Cooke. | Open Subtitles | كيف ستكون التحية لـ"سام كوك" ؟ |
- Hadi, Sam Cooke. -Sam Cooke'u buraya getirin. | Open Subtitles | "ـ تعال يا "سام ـ إتركوا "سام كوك" هنا |