| Aynı süreç geri dönüşüme karşı çöp sahaları, yenileyici tarıma karşı endüstriyel tarım, ormanlarımızı korumaya karşı yok etmeyi kıyaslamak için de kullanıldı. | TED | وتُستخدم نفس العملية لمقارنة إعادة التدوير مقابل الطمر، والزراعة المتجددة مقابل الصناعية، وحماية الغابات مقابل قطعها. |
| Bu kutuyu geri dönüşüme atmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن استعمل سلة إعادة التدوير من أجل علبة الألمنيوم هذه |
| Buna materyalleri belirli düşünceler... doğrultusunda dönüşüme... uğratma sanatıda diyebiliriz. | Open Subtitles | عندما نتحدث عن التحول فنحن نحوّل الأشياء إلى فن المواد و الأفكار تصنع التحويل |
| - Ağaç kabuğu şimdilik dönüşüme engel olacak ama vücudundaki zehri durdurmak için panzehir gerek. | Open Subtitles | النباح سيوقف التحول الآن ولكن لوقا يحتاج إلى ترياق لوقف السم في نظامه |
| Gazın yeniden dönüşüme uğradığı bütün ekosistemleri görebiliriz. | TED | نرى أنظمة بيئية بكاملها يعاد فيها تدوير الغاز |
| Eski haftalık Mimarlık Bültenlerini geri dönüşüme atıyorum. | Open Subtitles | سأعيد تدوير مجلاتك القديمة من الهندسة المعمارية |
| Bunlar geri dönüşüme gönderilmeyecek. Esas kitaplar bunlar. | Open Subtitles | هذه لن يتم إعادة تصنيعها هذه أمر مهم بالفعل |
| Senin geri dönüşüme ilgisizliğini yargılamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسخر من عدم احترامك لسنك أو أحاكمك على تصرفاتك |
| Şirketler ona göre çöpleri geri dönüşüme yolluyor. | Open Subtitles | من قِبل الشركة التي تجمعه و تقوم بإعادة تدويره |
| Geri dönüşüme yollamamış. İçi el vermemiş. | Open Subtitles | لم يستطع ارسالة لاعادة التدوير لم يستطع تحمل ذلك |
| Şu anda geri dönüşüme gidip mantar olacak. | Open Subtitles | لقد رأيته للتو في المشرحة إنه في طريقه لإعادة التدوير لقد أصبح فطر طعام |
| Hayır, hayır. Sorun değil. Geri dönüşüme atacağım zaten. | Open Subtitles | لا، لا مشكلة سوف ألقيها في سلة إعادة التدوير |
| Kutu da geri dönüşüme verildi. | Open Subtitles | انها في مكان نفايات اعادة التدوير |
| Bu durumda yapmamız gereken; yaklaşımdaki bu dönüşüme hazır "dijital beşeri bilimci"lardan oluşacak yeni bir jenerasyonu yaratmaktır. | TED | ولذا ما يجب أن نفعله لهذه النقلة النوعية هو فعلا تعزيز جيل جديد من "الإنسانية الرقمية" التي ستكون جاهزة لهذا التحول. |
| Darwin'in çalışmalarından anladığımız, bütün diğerlerine kıyasla, insanın hayatta kalma ve gelişme kabiliyeti, insan ruhundaki çatışmanın, dönüşüme doğru çabalamasıyla harekete geçmektedir. | TED | ونرى من بين أعمال داروين وأعمال آخرين أن قدرة البشر على البقاء على الحياة والازدهار مدفوعة بنضال الروح البشرية مع أي صراع في أمل التحول |
| Hızlıca gelişen bu ekonomik şokun sağladığı ekonomik dönüşüme karşılık direnci kırmak için işkence şoku dahil, zorlama şoku vardı. | Open Subtitles | ومع المقاومة الناجمة عن عملية التحول الأقتصادى هذه وتنامى تأثير الصدمة الأقتصادية وقعت صدمة أستخدام القوة بما فى ذلك استخدام التعذيب |
| Şunları geri dönüşüme götüreyim. Tünel gibi. | Open Subtitles | سآخذ هذه الأشياء إلى مركز إعاده تدوير البلاستيك |
| Bana ağır geliyor ve geçen hafta kola kutusunu geri dönüşüme atacaktım ama geri dönüşüm kutusu sokağın aşağısındaydı. | Open Subtitles | مثل الاسبوع الماضي, كنت سوف أعيد تدوير هذه... علبت الصودا لكن صندوق أعادة التصنيع كان بعيد باخر الشارع |
| Tek umurlarında olan şey "Lütfen geri dönüşüme" yazması. | Open Subtitles | كل ما يهمهم ان يقولوا " من فضلك اعد تصنيعها " ِ |
| Peki, ama onları geri dönüşüme vereceğim ve sonra bir gün elma suyu içerken "Bu kavanoza neler olmuştur?" diye merek edeceksin. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}حسنا، لكن سأقوم بإعادة تصنيعها ويوماً ما ستكونين تشربين عصير تفاح، وستتسائلين :"أين كانت هذه الجرّة"؟ |