Büyük bir adamın genç bir kıza dönüştüğünü gördüm resmen. | Open Subtitles | نعم، لقد رأيت رجلاً بالغاً يتحول حرفياً إلى فتاة مراهقة |
Daha fazlasını istiyorum. Neye dönüştüğünü gördün, değil mi? | Open Subtitles | أريد المزيد لقد رأيتَ ما يتحول إليه ، أليس كذلك؟ |
Yetkililer bunun bir soygun olarak başlayıp... artık bir rehine olayına dönüştüğünü söylüyor. | Open Subtitles | يقول المسؤولون هنا أن هذا بدأ بسرقة البنك و تحول ليصبح احتجاز رهائن |
Çocuk, bu ödüllendirilen yalanlar sisteminde öyle uzmanlaştı ki, kimse bu sessiz çocuğun nasıl mutsuz bir çocuğa dönüştüğünü fark etmedi. | Open Subtitles | أتقن لعبة الكذب التي كانت تكافئه جيدا لم يلاحظ أحد بأن الطفل الهادئ ذاك كان قد تحول الى طفلٍ حزين |
Karayipler'deki bu güzel adaların, birer Japon genelevine dönüştüğünü görmek çok üzücü. | Open Subtitles | من المحزن أن نرى جزر الكاريبي الجميلة تتحول إلى مواخير مُجهّزة لليابانيين |
Ama, ya eğer bir hücrenin normal hücreden kanserli hücreye neden dönüştüğünü anlayabilirseniz? | TED | ولكن لو كنت تعلم فعلا ما الذي يجعل هذه الخلية تتحول من خلية طبيعية الى خلية سرطانية؟ |
Ama şimdi ne kadar harika bir kadına dönüştüğünü görüyorum ve ne kadar doğru birşey yapmışım diyorum. | Open Subtitles | ثمّأرى.. كم أصبحتِ امرأة رائعة وأعرف أنني فعلت شيئاً صحيحاً |
Gerçekten dinozorların kuşlara dönüştüğünü mü düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أتظن حقا أن الدينوصورات بتطورها تحولت إلى طيور؟ |
Eğer kalori paketini seçerse şişko bir domuza dönüştüğünü düşünmüyordur ki bu da mutlu bir evliliği var demektir. | Open Subtitles | اذا قام بإختيار ذو السعرات الحرارية الكثيرة فهو لايمانع أن يتحول إلى خنزير منتفخ مما يعني أنه متزوج وسعيد، والأمر بخير |
Ama aşkımızın çirkin bir şeye dönüştüğünü görmektense ölürüm daha iyi. | Open Subtitles | أفضل الموت على رؤيى حبنا يتحول لشيء قبيح |
Bir şey kafama vurdu ve tam o anda bana dönüştüğünü gördüm. | Open Subtitles | قام أحد بضربي على رأسي و قمت بالوقت المناسب لأرى ذلك الشيء يتحول إليّ |
Annen bu düğünün bir kabusa dönüştüğünü söylüyor Rhys. | Open Subtitles | اسمع يا ريس ، أمك تقول أن هذا العُرس يتحول إلى كابوس |
Bildiğim tek şey Vic'in bana anlattığı. Ortalığın kurşun festivaline dönüştüğünü söyledi. | Open Subtitles | كل ما أعلمه هو ما قاله لي فيغ ، أم المكان تحول إلى حلبة مصارعة ثيران |
Ki bu da zaman kaydedicinin neden takvime dönüştüğünü açıklıyor. | Open Subtitles | و الذي يوضح سبب تحول الكرونجراف إلى هذا التقويم |
- Yani bana bu adamın bir telefon kulübesine girip birden bire, kana susamış bir suikastçiye dönüştüğünü mü söylüyorsun? | Open Subtitles | اتقول ان هذا الرجل فجأه قد تحول الى قاتل محترف، كيف هذا ؟ |
Dolayısıyla bilim adamlarının bir bölümünün giderek bir ruhban organizasyonuna dönüştüğünü düşünüyorum. | TED | لذا حصلت على انطباع ان بعض اجزاء المؤسسة العلمية تتحول الى نوع من الكهنوت. |
O esneme ile... yenilgimin bir zafere dönüştüğünü gördüm. | Open Subtitles | بهذا التثاؤب.. رأيت هزيمتي تتحول الى نصر. |
Bu şekilde intikamcı, kızgın birine dönüştüğünü söyleyebilecektim. | Open Subtitles | حتى يمكنني أن أقول أنك أصبحتِ منتقمة، وساخطة، |
Neye dönüştüğünü göstermek, yıkıcı olabilir. | Open Subtitles | لأريه الحال الذي أصبحتِ عليه ، سيكون أمراً مُؤلماً بالنسبة له |
O soylu fikirlerin nasıl yıkıcı silahlara dönüştüğünü. | Open Subtitles | تلك الأفكار النبيلة تحولت إلى أسلحة دمار |
Ronnie'nin neye dönüştüğünü gördüğümde... Biraz... | Open Subtitles | بمجرد أن رأيت ما أصبحه (روني)، أردتُ |