Cinayet döngüsüne mazeret olsun diye o şehirlerden her birinin inşaatına gidiyor. | Open Subtitles | يقصد كلّ مدينة من هذه المدن لعمليّة إنشاء ستاراً على دورة جرائمه |
Enfeksiyonun hayat döngüsüne etkisini inceledik, nüfusun çoğu harap olmuş, şehir ölüyor. | Open Subtitles | لقد أجرينا تعديلات على دورة حياة العدوى، و سكان المدينة يحتضرون الأن. |
Neden mi? Çünkü tenyalar da diğer parazitler gibi farklı konaklarla dolu karmaşık bir hayat döngüsüne sahiptir. | TED | لماذا؟ لأن الدودة الشريطية كغيرها من الطفيليات، دورة حياتها معقدة تتضمن العديد من الحاضنات المختلفة. |
Bu durum, toplumların bütününü kısır bir yoksulluk, eşitsizlik ve umutsuzluk döngüsüne hapseder. | TED | هذا يترك مجتمعات بأكملها محاصرة في حلقة مفرغة من الفقر وعدم المساواة واليأس. |
TARDIS kontrol odasını mühürledi ve onu kurtarmak için bir zaman döngüsüne koydu. | Open Subtitles | غرفة التحكم ثم وضعتها في حلقة زمانية لإنقاذها انها في قلب |
Budistler bu hayattaki eylemlerin bir sonrakini etkilediği sonsuz bir yaşam döngüsüne inanırlar. | Open Subtitles | يومنون البوذيين بدورة لاتنتهي من البعث التي فيها أعمال هذه الحياة ستؤثر على الاخرى. |
Şarj döngüsüne müdahale ederseniz tekrar aktif olmasına sebep olursunuz. | Open Subtitles | أي أنقطاع لدورة الشحن سيتسبب لها لتصبح نشطة بالكامل مجدداً |
Kardeşim ailemizin para-utanç döngüsüne yakalanmıştı ve bunda kesinlikle yalnız değildi. | TED | قبض على أخي في دورة الخجل المالية لعائلتنا ولم يكن لوحده في هذا. |
Çatlaklar kapandığında bakteri veya mantarlar bir kez daha spor yapar ve hareketsizleşir. Çatlaklar tekrar oluştuğunda yeni bir iyileşme döngüsüne başlamaya hazırdır. | TED | حين تغلق الشقوق بإحكام، البكتيريا أو الفطريات ستصنع بذور وتعود للسبات مجددًا مستعدة لتبدأ دورة جديدة من الإصلاح الذاتي عندما تتشكل الشقوق مجددًا. |
Yaşam döngüsüne baktığınızda, yalnızca Dünya'da değil aynı zamanda Evren'de yıldızlar ölürken, özellikle de görkemli biçimde ölenler yani çekirdeklerinde ağır elementler üreten büyük kütleli yıldızlar bir sonraki yıldız nesline bu tohumları miras bırakırlar ki bu da, sonraki neslin gezegenler barındırma ve bu gezegenlerin de yaşamın bileşenlerini içerme olasılığını arttırır. | Open Subtitles | في دورة الحياة .. ليس فقط هنا في الارض ولكن في الكون وبموت النجوم تلك التي تموت بشكل مثير |
Yağmur döngüsüne bir girerse yağmur bulutları ve yağmur damlaları haline gelecek. | Open Subtitles | حالما يبدأ فى دورة التكثيف سيدخل فى الأمطار والسحب |
Hiç bitmeyen bu değişim döngüsüne Wegener kıta kayması adını vermişti. | Open Subtitles | إنها دورة لاتنتهي من التغيير أطلق عليها ڤيجنر الانجراف القاري |
Mars'a çekilip Mariner Valley yaşam döngüsüne katılalım. | Open Subtitles | سنتقاعد في المريخ ونتبع دورة الحياة الملاحية |
Sonraki haber döngüsüne kadar sürecek bir skandal yaratacaksın. | Open Subtitles | ستصنع فضيحة والتي تستمر حتى دورة الأخبار القادمة |
Ay Ana dalgalardan, doğurganlıktan adet döngüsüne dek her şeyi etkiler. | Open Subtitles | يؤثر قمرنا الأم على كل شيء من المد والجزر إلى الخصوبة إلى دورة الحيض |
Sona ermeyen bir ağlama ve çikolata döngüsüne girdi. | Open Subtitles | و بدأ حلقة غير منتهية من البكاء وأكل الشطلاطة |
Teknik olarak, sen zaman döngüsüne hapsoldun. | Open Subtitles | من الناحية الفنية، انت عالق في حلقة زمنية |
Bu, soğutma sistemlerinin tek başına bu yüzyılın en büyük sera gazı kaynaklarımızdan biri olabileceği bir dönüt döngüsüne neden olma potansiyeline sahiptir. | TED | وهذا من شأنه إذن التسبب في حلقة تغذية عكسية، قد تصبح فيها أنظمة التبريد وحدها أحد أكبر مصادر غازات الاحتباس الحراري لاحقًا في هذا القرن. |
Yani bir popülasyonu değiştirmek ya da yok etmek ancak o tür, hızlı bir üreme döngüsüne sahipse mümkün, böcekler gibi ya da fare ve balık benzeri küçük omurgalılar gibi. | TED | لذلك تغيير مجموعة أو القضاء عليها يُعتبر عملياً فقط إذ كان ذلك الصنف يتسم بدورة تناسلية سريعة، مثل الحشرات أو ربما الفقاريات الصغيرة كالفئران أو الأسماك. |
Bakın, şu anda Jacksonville, Shreveport, El Paso, Scottsdale ve benzeri yerlerde yaşanan olayların, insanların üreme döngüsüne yapılan kasıtlı bir müdahalenin sonuçları olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن الأحداث الأخيرة في "جاكسونفيل" و"شريفبورت" و"إل باسو" و"سكوتسدايل" وفي كل مكان آخر قد تكون نتيجة مباشرة لمحاولة متعمدة للتلاعب بدورة التكاثر لدى البشر |
Doğurma döngüsüne hazırlanıyor, ama beyin dalgaları en düşük düzeyde. | Open Subtitles | انها تستعد لدورة بيض رغم ذلك نمط موجتها الدماغية أقل ما يمكن |
Yaşam döngüsüne! Tesisatçı olmalı. | Open Subtitles | لدورة الحياة! لابد أنه السبّاك |
Sonsuz bir teşekkür döngüsüne girmek istemedim. | TED | لم أرد السقوط في دوامة من الشكر. |