Bunu dört gözle bekliyorum. dört gözle beklediğim tek şey bu | Open Subtitles | أَتطلّعُ إليه أنه الشئ الوحيد الذي أتطلع إليه |
Bir buhran dönemi uygulaması olarak başladı sonra da her sene dört gözle beklediğim harika bir gelenek haline geldi. | Open Subtitles | بدأت في فترة الكساد،والتطبيق العملي، ثم. انتقلوا لتقليد رائع أتطلع إليه كل سنة. |
Ama en azından dört gözle beklediğim bir şey vardı. | Open Subtitles | لكن على الاقل لدي شيئاً واحداً أتطلع إليه |
Gerçek olmadığını biliyorum ama her gün dört gözle beklediğim bir değişiklik için yeterli benim için. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس حقيقيا، ولكن هذا التغيير يكفي، لي في كل يوم جديد لنتطلع إلى. |
Pekala, o halde dört gözle beklediğim bir şey var. | Open Subtitles | حسنا، إذن، أنا حصلت على شيء لنتطلع إلى. |
Senin hamile olduğunu öğrendiğimden beri, yapmayı dört gözle beklediğim şeylerden biriydi. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً أنكِ احضرتيني إلى هنا فهذا هو ما كنت أتطلع إليه منذ أن حبلتِ |
Bu dört gözle beklediğim bir şey. | Open Subtitles | هذا شىء كنت أتطلع إليه |
Bu dört gözle beklediğim bir şey. | Open Subtitles | هذا شىء كنت أتطلع إليه |