Dahası, aşılarda bulunan thimerosal adındaki bileşenin otizmin nedeni olduğu düşünülüyordu. | TED | و بالإضافة إلى ذلك، فإن واحداً من مكونات اللقاحات، و هو يُدعى الثيرموسال، كان يُعتقد بأنه مسبب مرض التوحد. |
Suyun tekrardan buzulların derinliklerinde donacağı düşünülüyordu. | Open Subtitles | كان يُعتقد أن هذه المياه سوف تتجلد في الأعماق مجددا |
Kurbanın kanını dökmenin bütün adakların en güçlüsü olduğu düşünülüyordu. | Open Subtitles | التضحية بالدماء كان يُعتقد بأنها أكثر القرابين تفضيلاً من بين الجميع |
Kimliği belirlenemeyen adamın, metroda şiddete maruz kalan bir mağdur olduğu düşünülüyordu. | Open Subtitles | الشخص الغير معروف، يُعتقد أنه كان" "ضحية هجوم عنيف، في قطار الأنفاق |
Melez'in, iki savaşçı ırkın melezinden olduğunu düşünülüyordu. | Open Subtitles | كان يُعتقد بأن الهجين مخلوق نتيجة تزاوج بين عرقين محاربين |
Bu canlılar keşfedilene kadar Dünya'daki bütün yaşamın güneşe bağımlı olduğu düşünülüyordu ama burada, derinliklerin karanlığında güneşten hiç enerji almayan zengin bir yaşam yoğunluğu olduğunu keşfettiler. | Open Subtitles | كان يُعتقد , حتى وقت اكتشاف هذه المخلوقات ان كل أشكال الحياة على الأرض تعتمد على أشعة الشمس ولكن هنا , وفي هذا الظلام الدامس للأعماق |
Bütün sözel bağlantıların, sayısal ve niceliksel olarak, son 20 yıla kadar erişkin yaşa ulaştığımızda sabitlendiği düşünülüyordu. | TED | كل الصلات المفترضة , بالأرقام و الكميات , كان يُعتقد -- حتي عشرون عاماً مضت, أنها تثبت وتجمدعندما نصل إلى سن البلوغ . |