Ve kendileri hakkındaki düşünceyi yaymaları muazzam işgalci bir proje. | Open Subtitles | ونشر الفكرة في حد ذاتها تكون عملية ضخمة لإجتياح المشروع |
Bu düşünceyi ilk kez ifade eden kişi Thales adında biriydi. | Open Subtitles | بلا تدخل ما يفوق الطبيعة أول شخص عبر عن هذه الفكرة |
Bu nedenle bana düşünmek için ilham veren, şey, rastgele bir text bulmak için bu düşünceyi kullanırsanız anlamlı bir metinden, ama gerçek anlamı bularak hayatı yapan biyo moleküler biyoloji ile | TED | وذلك الهمني للتفكير في الامر حسناً, اذا حاولت استخدام هذه الفكرة وبدلاً اكتشاف النص العشوائي من النص ذي المعنى بدلاً من ذلك نكتشف ان هُناك معنى في الجزيئات الحيوية التي تُشكل الحياة |
Belki beş yüz yıllık akılcı insan merkezli düşünceyi, 18 dakikalık bir konuşmada silip atamayız. | TED | ربما لا نستطيع محو 500 عام من الفكر الإنساني الراشد في محادثة واحدة 18 دقيقة. |
Ama başka bir dil o düşünceyi düşünebilirse, o zaman, birlikte çalışarak, çok daha fazlasını öğrenip başarabiliriz. | TED | لكن إن كانت لغة أخرى تستطيع التفكير حينها، عبر التعاون يمكنك إنجاز وتعلم الكثير الكثير |
içeren bir kağıt bulduklarında, bu düşünceyi ortaya atanın izini sürerlerdi. | TED | تحتوي على فكرة معارضة, بامكانهم تتبع من انشأ تلك الفكرة |
Her şey yolunda, ve birden endişeli düşünceyi görürüz, | TED | إذ كان كل شيء يسير على ما يرام، ومن ثم جاءت هذه الفكرة المقلقة |
2001'de şekillendirilen Lovelace Testi, bu düşünceyi irdeleyecek bir yol sunuyor. | TED | اقترح فحص لافليس، المنشأ عام 2001، طريقة لبحث هذه الفكرة. |
Benzer düşünceyi robotların kurallarını oluşturmak için kullanabiliriz. | TED | ويمكننا استخدام نفس الفكرة لخلق قوانين للآليين |
Ve daha sonra kendi kendime dedim ki, mümkün olduğu kadar çabuk bu düşünceyi aklımdan çıkarmalıyım. | TED | ثم قلت لنفسي، ينبغي أن أتخلص من هذه الفكرة أخرجها من عقلي بأسرع ما يمكن. |
"Hiç kimse düşünceyi, onu ifade eden sözcüklerden ayıramaz." | Open Subtitles | لا أعتقد أن المرء يستطيع تمييز فكرة ما من الكلمات التي عبّرّت عن هذه الفكرة |
Etrafa kendileri hakkındaki düşünceyi yaymaları onların üretim eylemi. | Open Subtitles | نشر الفكرة في حد ذاتها هو قيامهم بمهمة الإنتاج. |
Bir düşünceyi tekrar tekrar düşünürseniz ya da sürekli hayalini kurarsanız: | Open Subtitles | وذلك أنك إن كنت تتفكر بتلك الفكرة مرارا وتكرارا أو إن كنت تتصور في عقلك |
Sanırım artık son düşünceyi yansıtmanın vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أن الآن هو الوقت لنعكس الفكرة النهائية |
Fikrimin dehşetiyle titredim. Bu iğrenç düşünceyi kafamdan silmeye çalıştım. | Open Subtitles | ارتعدت من الفكرة التى راودتني، محاولاً أن أطرد تلك النية البشعة |
Bir şeytan tarafından ele geçirildiklerine inanıyorlar ben de bu düşünceyi yok ediyorum ve daha iyi hissediyorlar. | Open Subtitles | و إن ساعدت على إختفاء تلك الفكرة سيشعرون بالتحسن لذا ليكن هذا , سأقوم بهذا لدي عائلة لأطعمها |
Herhangi bir iç düşünceyi ima eden, sözlü olmayan işaretler yapma! | Open Subtitles | لا تقم بأي إشارات غير لفظية موحاة من الفكر الداخلي |
Bu inanç binlerce yıl boyunca düşünceyi şekillendirdi. | Open Subtitles | و قد شكل هذا المعتقد الفكر الآدمي لآلاف السنين |
Babam, kadın cinselliği konusundaki görüşleriyle modern düşünceyi büyük oranda geliştirmiştir. | Open Subtitles | لقد أحدث والدي ثورة في الفكر الحديث. ضيوف شرف بيو بريدجز من خلال وجهات نظره بشأنْ الحياة الجنسية للأنثى. |
Ve internetin bu çeşit bir düşünceyi destekleyen bu tipteki kanıtlarla dolu olduğu ortaya çıktı. | TED | وتبين أن الويب مليء بهذا النوع من الأدلة التي تدعم هذا النوع من التفكير. |
İnsanoğlu madde ile düşünceyi bağdaştıramayacağını anlayınca düşünceler üzerine çeşitli görüşlere yöneldi. | Open Subtitles | بما أن الانسان غير قادر يوافق بين العقل و المادة يميل لأن يطرح نوع من كينونة فكرية |
Sanki beyni, bütün hayatı boyunca bu düşünceyi beklemişti, | Open Subtitles | واعتقدر انى حياته وفكره معلق بهذه الفكره |