düşünmüyordum. Giderken yolda düşündüm ve asıl pataklamam gereken kişinin sen olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لم أكن أفكر لكن خلال طريق العودة أدركتُ تماما بأنه يجب أن أركلّ مؤخرتك |
Tüm dikkatim karşımdaki testlerde olmalıydı ama ilk kez kendi durumumu düşünmüyordum. | Open Subtitles | كل تركيزى كان من المُفترض أن ينصب على الأختبار الذى أمامى ,و لكن للمرة الأولى لم أكن أفكر بشأن حالتى |
Bu gece senden o parayı kazandıktan sonra bizi görmek isteyeceğini düşünmüyordum. | Open Subtitles | حسناً، لم أعتقد أنّك تود رؤيتنا بعد أن فزنا بأموالك ليلة البارحة |
Bu işin devamını getireceğini düşünmüyordum ve eğer sen istesen bile.. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أنك ستفعلين كل هذا وحتى لو كنت ستفعلين |
Şunu iyi dinle. Alicia öldükten sonra geri dönmeyi düşünmüyordum bile. | Open Subtitles | حَسناً، أفهمي هذا أنا لم أكن أخطط للرجوع بعد موتَ أليشيا |
Onu ben büyütmek istiyorum ve önceden de bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum, | Open Subtitles | أنا أرغب في تربيته و لم أظن أن ذلك ممكن من قبل |
Ve o yaşta dünyayı değiştirmek üzerinde düşünmüyordum; | TED | وفي ذلك الوقت, لم اكن افكر في تغيير العالم, |
Şükran Günü'nü seninle geçireceğimi düşünmüyordum ben de. | Open Subtitles | وأنت لست الشخص الذي توقعت أن اقضي معه عيد الفصح |
Seninle konuşmak istedim, hepsi bu. Bunları düşünmüyordum. | Open Subtitles | أردتُ أن أتحدث معكِ ، هذا كل ما في الأمر لم أكن أفكر |
İnanması zor biliyorum Owen, ama seni düşünmüyordum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب التصديق يا أوين ، لكنني لم أكن أفكر بك |
Bilmiyorum, etrafta çok fazla insan vardı, gerçekten düşünmüyordum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، كان هناك الكثير من الناس حولها، لم أكن أفكر حقا. |
Depresif olmaya hakkım olduğunu düşünmüyordum. | TED | لم أعتقد بأنّه يحقّ لي أنْ أكون مكتئبة. |
Büyükannemin okumak isteyeceği bir hayatım olduğunu düşünmüyordum. | TED | لم أعتقد أنه كانت لدى الحياة التي كانت جدتي ترغب بالقراءة عنها. |
Bu bir mucizeydi, başaracağımı düşünmüyordum. | Open Subtitles | إنها معجزة، لم أكن أعتقد بأني كنت أستيطع أن أصيبه |
Frankie'nin bir tehdit olduğunu düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد فرانكي يشكل تهديدا، هل تعلم؟ |
Bu gece partiye gitmeyi düşünmüyordum | Open Subtitles | حسنا، لم أكن أخطط ل الذهاب الى الرقص الليلة. |
Sadece gerçekten olacağını düşünmüyordum. Hele de bu şekilde. | Open Subtitles | لم أظن بأنه سيحدث أعني , خاصة ليس بهذا الشكل |
Annem beni o kadar tahrik etti ki onları söylerken düşünmüyordum bile. | Open Subtitles | لقد حاصرتني امي تماما لم اكن افكر عندما قلت هذه الاشياء |
Şükran Günü'nü seninle geçireceğimi düşünmüyordum ben de. | Open Subtitles | وأنت لست الشخص الذي توقعت أن أقضي معه عيد الفصح |
Onu öldürmeyi düşünmüyordum ama depoya geldi. | Open Subtitles | لم اكن اخطط لقتله لكنه ظهر فجأة في المخزن لم يترك لي أي خيار. |
Dairemi boşaltmayı düşünmüyordum aslında. | Open Subtitles | -في الواقع، كنتُ أفكّر في الاحتفاظ بشقّتي |
Bu doğru değil, baban ile kendimi düşünmüyordum. | Open Subtitles | هذا غير صحيح, وأنا كنت لا أفكر بشأني وشأن أبيك. |
Bir şey söylemedim çünkü doğru olduğunu düşünmüyordum. Şimdi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لم أقل شيء لأنني لم اعتقد بأن هذا الكلام صحيح اما الآن فإني أعتقد بأنه صحيح. |
Söylüyorum ya, düşünmüyordum. Neden öyle yaptığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد اخبرتك اننى لم افكر فى هذا ولا اعرف لماذا فعلت هذا |
Bu dava için mahkemeye gitmeyi bile düşünmüyordum. | Open Subtitles | أنا ما كنت أخطط أن أذهب للمحكمة مع هذه المرة |
Gerçekten seni sevmeye başlamıştım. Öldürmeyi düşünmüyordum bile. | Open Subtitles | لقد بدأت أعجب بك في الواقع وبدأت أفكر بأن لا أقتلك |