Polise verdim ama fotoğrafların güvenilir olduklarını düşünmediler. | Open Subtitles | عرضتها على الشرطة ولكنهم لم يعتقدوا أنها مهمة |
Hasat Aracı'nı tamir etmek için. Benim halledebileceğimi düşünmediler. | Open Subtitles | لإصلاح الحاصدة المعطلة لم يعتقدوا أننى أستطيع ذلك |
bir şansım olduğunu düşünmediler. | Open Subtitles | . لم يعتقدوا أنه كانت لدي فرصة |
Bir asır once hayırseverliğin tekrar keşfinde vakıf modeli gerçekten keşfedildiğinde, kendilerini yanlış tarafta olduklarını düşünmediler. | TED | عندما أعيد تعريف العمل الإنساني منذ عقد وعندما تشكلت البنية الأساسية لم يفكروا في أنفسهم في الجانب الخطأ من هذه كذلك |
Kız için... ..henüz bunu düşünmediler ama düşünecekler. | Open Subtitles | من أجلها هم لم يفكروا بهذا الشأن لحد الآن لكنّهم سيفعلون |
Beni hiç zorlamadılar, bunu yapmayı düşünmediler. | Open Subtitles | لم يدفعوني لأي شيء , لم يفكروا في هذا حتى |
Frank, Eddie ve Sam öyle düşünmediler. | Open Subtitles | (فرانك) و(إيدي) و(سام) لم يعتقدوا ذلك |
Duymadın çünkü bunu hiç düşünmediler. | Open Subtitles | لن تسمعهم يقولون ذلك لانهم لم يفكروا بذلك اطلاقاً |
Şöyle düşünmediler: "Savaşta büyük bir hata yaptık ve yanlış tarafı kolladık." | Open Subtitles | لم يفكروا كالتالى:"لقد أرتكبنا خطئاً عظيماً "فـى تلك الحـرب وتحالفنا مـع الجانب الخطأ |
Onlarsa kendilerini hiçbir biçimde düşünmediler. | Open Subtitles | ولكنهم لم يفكروا بأنفسهم مطلقاً |
İngiliz-Fransız ittifakını düşünmediler bile. | Open Subtitles | لم يفكروا حتى في التحالف مع الانكليز. |
ve bunu gelecekte insan hakları hareketlerine yönlendirecek çok güzel bir yöntemle yaptılar. Bu şekilde olacağını düşünmediler ama bizim için yaptılar ve bu takdire şayan. | TED | وبعمل ذلك , كانوا حقاً يضعونا على طريق جميل حركة الحقوق المدنية للمستقبل . لم يفكروا في الأمر على هذا النحو , لكنهم فعلوا ذلك لنا , وكان شيئاً عظيماً . |