gibi. Sosyal çevrenizde seyahat etme biletinizi nasıl gördüğünüzü düşünmenizi istiyorum. | TED | أريدكم أن تفكروا في ماهو تعتقدون عن التذكرة التي لديكم لتسافر إلى كونك الاجتماعي |
Sizden sadece şimdiki sürüş deneyimimizin neye benzediği hakkında biraz düşünmenizi istiyorum. | TED | أريدكم أن تفكروا و لو لقليلا" حول ماهية خبرة قيادة السيارات الآن |
Ve meydana gelişinde bir parçası olmak istediğiniz toplulukla ilgili düşünmenizi istiyorum. | TED | وأريدكم أن تفكروا في المجتمع الذي تريدون أن تكون جزءً من صنعه |
Bunun sizin için ne anlama geldiğini düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تفكّروا بما أعنيه لكم |
Ama ben sizden bu 3. kelimeye neyin yol açtığını düşünmenizi istiyorum, çünkü bu üçüncü kelime cinsiyetinizin bir tasviri, | TED | لكن أريدكم أن تفكروا ما الذي يؤدي إلى ذلك الإعلان الكلمة الثالثة لأن الكلمة الثالثة هي وصف لجنسك |
Bir dahaki sefere sizleri biraz eski, bozuk, arızalı, aletleri kurcalarken görmek istiyorum. Kısacası beni düşünmenizi istiyorum. | TED | لذلك، إذا كان أحدكم يوما ما ينظر لشيء قديم لقطعة خردة تكنولوجية مكسورة ومعطوبة، أريدكم أن تفكروا بي. |
Bu gerçek. Sizlerin daha değişik düşünmenizi istiyorum, ama ayrıca birşeyler yapmanızı da istiyorum. | TED | هذا صحيح، أريدكم أن تفكروا بطريقة جديدة، لكنني أريدكم أن تقوموا بأشياء فعلية. |
Bir dakikanızı ayırıp kendi kendinize düşünmenizi istiyorum, en son ne zaman faks aldınız ya da gönderdiniz? | TED | حسناَ، أريدكم أن تفكروا للحظة عن آخر مرة أرسلتم أو استقبلتم فيها فاكساً. |
Sizlerden, biz insanlar için, daha karmaşık oyunların her parçasının işte bu temelin üzerine bir ekleme niteliğinde olduğunu düşünmenizi istiyorum. | TED | و أريدكم أن تفكروا بأن كل جزء من اللعب الأكثر تعقيدا يبنى على هذا الأساس بالنسبة لنا البشر. |
Beyniniz ile düşünmenizi istiyorum, damarlarınız ile değil. | Open Subtitles | أريدكم أن تفكروا بعقولكم لا بغددكم الهرمونية |
Hepimiz sosyal bakımdan daralıyoruz hayatımızda, okulda, iş yerinde ve bunu bir düşünmenizi istiyorum. | TED | واليوم، أصبح كل منا ضيق اجتماعيًا في حياتنا جامعتنا واعمالنا ولذلك أريد منكم أن تفكروا في هذه المسألة. |
Bunun sizin için ne anlama geldiğini düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تفكّروا بما أعنيه لكم |
Bir saniyeliğine düşünmenizi istiyorum. Düşündüğünüz, üzerinizde çalıştığınız bir konu hakkında. | TED | أريد منكم أن تأخذوا ثانية وتفكروا بمسألة تشغل بالكم، تعملون عليها. |
Bunu önümüzdeki günlerde düşünmenizi istiyorum ama kendinize karşı dürüst olmalısınız. | TED | أدعوكم جميعًا لتفكروا به في منازلكم وفي الأيام المقبلة، لكن عليكم أن تكونوا صادقين مع أنفسكم. |
Sizden bu bölgeyi bir iletişim şebekesinin merkezi olarak ve her bir evden görevde olan ve çok kirli olan bu polis memurlarına giden bir yol olarak düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تُفكّرَ بهذه الدائرة الإنتخابيةِ كمحور مصغر لشبكة الإتصالات... إِمْتِدادا مِنْ بيوتِكَم إلى كُلّ ضابط، في الواجب وقذر جداً. |
Sizden çok basit ama önemli bir gerçeği düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أود منكم أن تفكروا بشأن حقيقة بسيطة لكنها أساسية جداً |
Ama bir plajda denize karşı dikilirken, şunu düşünmenizi istiyorum: O anda, çok acayip bir dünyanın kenarında durmaktasınız. | TED | ولكن عند وقوفك على الشاطئ، أريدك أن تُفكر انك تقف على حافة عالم غير مألوف للعادة. |
Şimdi birkaç dakika düşünmenizi istiyorum. Güvenliği nasıl ifade edersiniz? | TED | لذلك ، ما أريدك أن تفكر فيه لبضع دقائق هو ، كيف يمكنك أن تنقل سلامة البي ام دبليو؟ حسناً؟ |
Ve bana karşı çıkmadan önce, bir düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | و قبل أن تنقضّوا جميعكم عليّ اريدكم أن تفكروا بذلك |
Bunu bir sihirbazlık numarasıymış gibi düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | عليك ان تفكر بهذا بالضبط كـ خدعة سحرية |