Yerli halk tarafından işletilen mahalle lokantaları vardı; ama hiçbiri şundan bir tane daha açayım diye düşünmezdi. | TED | كانت هناك مطاعم في الأحياء يديرها السكان المحليون، لكن لم يفكر أيٌ منها بإقامة فرع آخر. |
Hala işlerinde yükselmeye devam eden eski arkadaşlarını düşünmezdi. | Open Subtitles | لم يفكر بالرجال الذين بدأ بصحبتهم الذين لازالت علاقته معهم محترمه |
Şu yerde yatan Federalleri de düşünmezdi. | Open Subtitles | لم يفكر بأولئك الفيدراليين وإستمراره في الكذب عليهم |
- Habercimin dediğine göre gerçek bir centilmen olmasaydı nişanlanmayı düşünmezdi. | Open Subtitles | -تخبرني مصادري ... أنه أقل ميلاً للخطوبة إلا إذا... في وجود شخص معين |
- Habercimin dediğine göre gerçek bir centilmen olmasaydı nişanlanmayı düşünmezdi. | Open Subtitles | -تخبرني مصادري ... أنه أقل ميلاً للخطوبة إلا إذا... في وجود شخص معين |
Lisedeki erkek arkadaşım hiç böyle şeyler düşünmezdi. | Open Subtitles | صديقي ف المدرسة الثانوية لم يفكر ابدا بشئ مثل هذا |
Ben savaşı suçluyorum. 1914 öncesi kimse herhangi bir şey üstüne hiç düşünmezdi. | Open Subtitles | إنني ألوم الحرب. فقبل عام 1914, لم يفكر أحد بأي شيء إطلاقاً |
Natalie'yle kurdukları hayalleri de düşünmezdi. | Open Subtitles | (لم يفكر بأحلامه مع (ناتلي |