"dükkandaki" - Traduction Turc en Arabe

    • في المتجر
        
    • بالمتجر
        
    • في المحل
        
    • في المخزن
        
    Dükkandaki her şeyin üzerinde kırmızı nokta var sanıyordum. Open Subtitles حسبت أن كل شيء في المتجر كان به نقطة حمراء
    Dükkandaki işi bulmamı sağladığın için sağ ol. Open Subtitles شكرا لمساعدتك لي في الحصول على عمل في المتجر
    Evet. Dükkandaki adam, bunun en az bakım gerektiren şey olduğunu söyledi. - Teşekkür ederim. Open Subtitles أجل، قال العامل في المتجر إنها أقل شيئ يحتاج إلى عناية شكراً لك
    Şimdi Dükkandaki adamın, silahı olmadığını biliyorsun. Open Subtitles الآن أنتِ تعرفين بأن الشخص بالمتجر لا يحمل مسدساً
    Dükkandaki herkes dışarı atıldığımı görür. Open Subtitles جميع من بالمتجر سيشاهدوني عندما اطرد خارجاً
    Sürprizlerim var. Dükkandaki sonuncu ve benim bedenim. Şans. Open Subtitles لدي بعض المفاجآت إنه آخر ما في المحل و هو مقاسي أنا محظوظة أليس كذلك ؟
    Dükkandaki kız ipekten yapıldığını kadife süsleri olduğunu söyledi. Open Subtitles .البنت التي في المخزن قالت أنها قطعة حريرية
    Büyükbabam öldüğünde, büyükannem Dükkandaki her şeyi paketletti ve buraya taşındı. Open Subtitles عندما توفي جدي، حزمت جدتي كل ما كان في المتجر ونقلته إلى الأسفل هنا
    - Neden? Dükkandaki son iki hindinin ikisi de ayırtıldı. Open Subtitles , آخر ديكين روميين في المتجر انهما محجوزان
    Dükkandaki bayan benim sonbahar gibi olduğumu söylemişti. Open Subtitles السيدة في المتجر قالت أنّ ملابسي من الموسم الخريفي
    Dükkandaki adam oraya gidip almanı söyledi. Open Subtitles الرجل الذي في المتجر قال بأنه يجب عليك أن تأتي لتأخذيها
    Dükkandaki en büyük salaktan, internetteki en büyük salağa doğru terfi etmek üzeresin. Open Subtitles انت على وشك الذهاب من اكبر احمق في المتجر الى اكبر احمق في الانترنت
    Dükkandaki eleman bunların çok daha pahalı şaraplarla aynı tatta olduğunu ve birkaç yüz dolara epey geldiğini söyledi. Open Subtitles الرجل في المتجر قال أن مذاق هذه على غرار اغلى انواع الخمور وببضع المئات من الدولارات فقط يمكن الحصول على الكثير منها
    -Otoyoldaki Dükkandaki bayana. Open Subtitles للسيدة التي في المتجر على الطريق السريع
    Ayrıca Dükkandaki adama Museviliğe geçeceğimi söyledikten sonra bana verdiği %10 indirimde de dahil. Open Subtitles لإخباري ذلك الشاب في المتجر اليهودي... أنني سأغيّر ديني لليهودية.
    Dükkandaki adam sorun olmadığını söyledi, ama hatalı olduğunu biliyordum. Open Subtitles الرجل الذي بالمتجر قال ان ذلك لن يؤثر لكني عرفت انه مخطيء
    Dükkandaki bayan, size sesleniyorum! Open Subtitles أوجه كلامي إلى السيّدة المسؤولة بالمتجر.
    Orada buluşmamız gerekecek. Dükkandaki alarm çaldı yine. Open Subtitles سألاقيك هناك لقد عمل الإنذار بالمتجر
    Quinn, Dükkandaki Noel Baba'nın gerçek olmadığını söyledim. Open Subtitles كوين) لقد أخبرتكِ) الـ(سانتا) بالمتجر غير حقيقي
    Hayır. Dükkandaki en ucuzu bu. Open Subtitles لا، هذا أرخص قناع بالمتجر.
    Şu Dükkandaki adam seni yerin dibine sokmasını iyi biliyor. Open Subtitles ذلك الشخص الذي في المحل بالتأكيد هو يزعجك كثيراً
    - Dükkandaki adama ne dedin? Open Subtitles ماذا كنت تقول لذلك الرجل في المخزن ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus