İkinci yıldızdan sağa dön ve sabaha kadar dümdüz git. | Open Subtitles | البناء الثاني إلى اليمين وبعد ذلك بشكل مستقيم حتى الصباح |
Bu yolu dümdüz takip ederiz. | Open Subtitles | بأمكاني القول اننا يمكننا ان ننطلق بشكل مستقيم |
Bunu kükürt, demir, manganez, azot, karbon ile yapabilirler. Bazıları dümdüz yukarı saf elektronlar kullanabilir. | TED | يقومون بهذا مع السلفا، والحديد، والمنجنيز، والنتروجين، والكربون، والبعض منها يشارك مباشرة بالإلكترونات النقية. |
Ben beşikten altın bir kampa dümdüz gitmedim. | Open Subtitles | لم أذهب مباشرة بعد ولادتى لمخيم من الذهب |
Şu yolu dümdüz takip et. Görebildiğin mesafenin iki katı kadar | Open Subtitles | اتجه مباشرةً على طول هذا الطريق بمقدار مرتين على مرمى بصرك |
Ayrıca Kopenhag dümdüz olduğu için güneye bakan güzel manzaralı bir eğim istiyorsanız bunu basitçe kendiniz yapıyorsunuz. | TED | وبسبب أن كوبنهاغن مسطحة بالكامل فإذا أردت ان تحصل على منظر مائل على اتجاه الجنوب يجب عليك القيام بذلك بنفسك أساساً |
Onu gördüm. Bana doğru gelin. dümdüz. | Open Subtitles | رأيته ، تقدموا حالاً بشكل مستقيم ، اركضوا |
Yağmur dümdüz yağıyor. | Open Subtitles | إنه جو إسكتلندى يا سيدتى. إن الأمطار تسقط بخط مستقيم. |
Onunla dümdüz bir yol üzerinde yürüyordum... | Open Subtitles | كنت أسير معه على طريق مرصوف, مستقيم وجميل |
Evet, ama birazdan dümdüz gideceğiz.. | Open Subtitles | نعم ، لكننا على وشك الذهاب في طريق مستقيم |
Willie, bu kez yataya geçmeden önce 10 metre dümdüz aşağı kazacağız. | Open Subtitles | ويلى" هذة المرة سنحفر للإسفل مباشرة 30 قدم" قبل أن نحفر أفقياً |
Ben tam buradayım, dümdüz ateş etmelisin. Anlaşılan yeterince düz olmadı! | Open Subtitles | أنا هنا , ولكنك تحتاج تطلق مباشرة مباشرة ليس جيدا بدرجة كافية |
Hastaneyi dümdüz geçip, bir bira için ilk bara dalmış! | Open Subtitles | تجاوز المستشفى ! وتوجّه مباشرة إلى أقرب حانة ليحتسي الجعة |
Hadi ama. Sadece dört blok ötede. dümdüz oraya gideceğim. | Open Subtitles | هيا، إنها علي بعد أربع مبان فقط، سوف أمشي لهناك مباشرة |
- Bakın şimdi, dümdüz yukarı doğru sürerseniz... - Evet? | Open Subtitles | .. ـ أنظري، إذا توجهتي مباشرةً نحو هُناك ـ أجل؟ |
Ve bu doğruysa direkt aşağıda dümdüz gittik mi 9 metre demektir. | Open Subtitles | وإن كان خالياً من الأنقاض فسيقودنا للأسفل مباشرةً إتجاهٍ مباشر 9 أمتار |
- Ama biz böyle gemilerin içinde uçarken insanlar Dünya'yı hala dümdüz zannediyordu. | Open Subtitles | نعم لكن نحن نطير بالسفن مثل هذه عندما كان أغلب سكان الأرض يعتقدون أنها مسطحة |
Tahta gibi dümdüz, yüzünün yarısını Meksika haritası şeklinde kocaman bir doğum lekesi kaplıyor. | Open Subtitles | مسطحة كلوح ولديها وحمة كبيرة، ملامح المكسيكيين على وجهها |
dümdüz gidin sağ tarafta. | Open Subtitles | انتِ تذكرينني بها انها هناك في الامام على اليمين |
Ona bir babanın da kalçalarının olabileceğini, dümdüz bir göğsü olması ya da yüzünde kılları olması gerekmediğini göstermek istiyorum. | TED | أود أن أريها أن الأب يمكن أن يتحلى بالفخذين، أن الأب ليس عليه التمتع بصدر مسطح أو القدرة على نمو شعر الوجه. |
dümdüz gidip ilk sapaktan sola dönün. | Open Subtitles | يجب أن تسير مستقيماً ثم تسلك أول طريق على اليسار. |
Tabii, şüphesiz benim yere yapışıp dümdüz olmam gerekirdi. | Open Subtitles | الاّن ,بالطبع,أنا حقا يجب أن أكون قد تسطحت |
dümdüz birkaç kilometre gideceğiz. Sonra bir döneceksin, ben sana söylerim. | Open Subtitles | سنتجه باستقامة لميلين و من ثمّ سننعطف , سأخبرك |
Bütün bloğu içindekilerle birlikte dümdüz eder. | Open Subtitles | أسحق المنطقة السكنية كلها وكل من عليها |
Zirveye giden yol her zaman dümdüz değildir. | Open Subtitles | حسنًا، الطريق إلى الأعلى ليس دائمًا ما يكون مستقيما |
dümdüz, bu kadar düz bir çizgiye sık rastlanmaz. | TED | أعني انه من النادر جداً رؤية خطوط مستوية جداً. |
dümdüz, güzel. dümdüz, güzel! | Open Subtitles | ابقين مستقيمات مثل الرماح. |
Pekala, bu yoldan bir mil dümdüz ve sonra sağa. | Open Subtitles | حسناً , إذهب للأمام لمدة ميل وثم أذهب لليمين. |
41 adım dümdüz, sonra kapının solundan 16 adım, sağa doğru 4 adım. | Open Subtitles | 41 خطوة مستقيمة للأمام، ثمّ 16 خطوة، يسار مِنْ الباب، أربعة إلى اليمين. |