O gün, dünya için bir gün doğumu olacağını umuyordum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن يكون هذا اليوم هو شروق الشمس للعالم |
Üçüncü dünya için ucuz gözlük ve füze güdüm sistemleri yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع نظارات غير غالية للعالم الثالث ونظام القذائف الموجهة للناتو |
Kardeşinin içinde dışarıdaki dünya için doğru olmayan bir şey var. | Open Subtitles | كان هناك شيئاً في داخل أخيك لم يكن مناسباً للعالم الخارجي |
Karanlık Lord'un bu dünya için yaptığı planı hiçbir şey durduramaz. | Open Subtitles | لا يمكن لشيء أن يوقف خطّة مولاي سيّد الظلام لهذا العالم |
Oldukça da az bir miktar; tüm dünya için sadece bir hortum. | TED | وإنها لمدهشة قليلًا، كأنها خرطوم واحد للأرض بأكملها. |
Bunların farklı bir dünya için plan yapmaya kendimizi yetkili hissettiğimiz zaman neler yapılabileceği konusunda ilham verici örnekler olduklarını düşünüyorum. | TED | هذه امثلة حية عن ماذا بوسعنا ان نفعل عندما نشعر بأننا مخولين للتخطيط لعالم سيكون مختلفًا. |
Ama ben daha iyi bir dünya için savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | لكن أنا عن نفسي مستعد للقتال من أجل عالم أفضل |
Birlik'le olan onca münasebetinden sonra bile dünya için yaptıklarına karşı hâlâ bihabersin. | Open Subtitles | برغم كلّ تعاملاتك مع الاتّحاد، إلّا أنّك ما زلت تجهل ما يسدونه للعالم. |
Oysa matematik dünya için insanlık tarihinin herhangi bir anından çok daha önemlidir. | TED | فالرياضيات مهم جدا للعالم وخاصة اليوم اكثر من اي وقت مضى |
Green School, bizim dünya için inşa ettiğimiz bir model. | TED | المدرسة الخضراء هي النموذج الذي نبني عليه للعالم. |
Hazırlıklı olsak veya olmasak da gelecekteki dünya için mi tasarlıyoruz? | TED | هل نحن نصمم للعالم القادم، هل هو مستعد أم لا؟ |
dünya için muhtemelen olumlu teknolojik yapılar inşa edebilmeyi istiyoruz. İnsanlar, balinalar ve ağaçlar gibi | TED | نريد أن نقدر على بناء تحف تكنلوجية التي قد تكون جيدة للعالم. نرغب في تعلم |
Böylelikle, bu üç bölge bir araya geldiğinde dünya için gerçekten ilginç bir mücadeleye işaret etmeye başlıyor. | TED | ولذلك، فإن هذه المناطق الثلاث مجتمعة أصبحت تشكل تحديًا للعالم بأكلمه. |
Bunlar Birleşmiş Milletler'in nüfus verileri, görmüş olabilirsiniz, tüm dünya için. | TED | هذه بيانات إحصائية الأمم المتحدة للسكان ربما رأيتموها، للعالم |
Bu yalnızca tasarımın müşteri tarafını çeşitlendirmeyecek; aynı zamanda dünya için yeni ve farklı tasarım formları yaratacak. | TED | لن ينوع فقط من قاعدة التصميم للعميل، بل سيخلق أشكال أجدد ومتنوعة من التصميم للعالم. |
Bu saray da yanmalı, tüm dünya için kutsal savaşın bitişinin bir simgesi olmalı artık Pers İmparatorluğu'nun kalmadığının, Alexander'ın, Yunanistan'ın öcünü alışının simgesi. | Open Subtitles | كما ان هذا القصر يعتبر رمزا للعالم كله على ان الحرب المقدسة قد انتهت لم يعد هناك وجود للامبراطورية الفارسية لقد انتقم الاسكندر لليونان |
Ama bu dünya için gerçek ilacın o olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكنى أشعر بأنه العلاج الحقيقى, لهذا العالم |
Güneş Sistemi'ndeki bütün gezegenler içinde dünya için en önemli olan açık farkla Jüpiter'dir. | Open Subtitles | من كل الكواكب الأخرى في النظام الشمسي، المشترى إلى حد بعيد هو الأكثر أهمية للأرض. |
Bu sorunun cevabı, sanırım önceden de başka konuşmalarda duyduğunuz bir cevap, yine de tekrar söyleyebilirim: Beyinlerimiz daha değişik bir dünya için evrimleşti, şimdi içinde yaşadığımızdan çok daha değişik. | TED | الإجابة على هذا السؤال، أعتقد، هي إجابة سمعتموها بالفعل في بعض الأحاديث، وأجرؤ على القول أنكم ستسمعوها مجدداً: تحديداً، أن أدمغتنا نشأت لعالم مختلف جداً عن العالم الذي نعيش فيه حالياً. |
Daha barışçıl bir dünya için hayatlarını tehlikeye atmaya hazır kadınlar ve adamlarım için buradayım. | TED | وسوف أدافع عن الرجال والنساء الذين يضعون حياتهم على المحك من أجل عالم أقل عنف من أجلنا جميعاً |
Fakat vatanın için, dünya için yapabileceğin o tüm harika şeyleri bir düşün. | Open Subtitles | لكن فكّر بالأشياء الجميلة التي يمكن أن تفعلها لبلدك وللعالم |
Bunun bütün dünya için sunduğu sonuçları konuşmak istiyorum. | TED | أريد أن أتحدث عن آثار ذلك على العالم أجمع. |
Kendilerini rahmin diğer tarafında karşılaşacakları dünya için hazırlıyorlar. | TED | انها تُعِدُّ انفسها لهذا النوع من العالم الذي ستواجهه على الجانب الآخر من الرحم. |
Kendi adıma hiçbir şey yapmadım... sadece ikimizin de istediğini sandığım dünya için yaptım. | Open Subtitles | لم افعل لحسابي الخاص ولكن من اجل العالم الذي اعتقدت اننا اردناه سويا |
Bilirsin işte. Cesur yeni dünya için gereken tüm riskleri almak gibi. | Open Subtitles | انت تعرف، المخاطرة وفعل ما يلزم من اجل عالم جديد شجاع |
Almanlar ve de tüm dünya için harika planlarım var. | Open Subtitles | كانت لدي خطط عظيمة للألمان والعالم |
dünya için iyi iş çıkardık burada ben nalları dikmeden önce denklemi çözsek de çözmesek de. | Open Subtitles | أحسنّا عملاً للعالَم هنا بغضّ النظر عن حلّ المعادلة أو لا قبل مماتي |