Ne olduğunu anlamadan, dünyanın ilk su altı heykel parkına sahiptik. | TED | وقبل أن أعي الأمر، كان لدينا أول حديقة منحوتات تحت الماء. |
dünyanın ilk uydusu, Sputnik I, 1957 yılında fırlatıldı ve bu yılda, dünyada toplamda üç fırlatma denemesi yapıldı. | TED | لذا، فإن أول قمر صناعي، سبوتنيك 1، أطلق سنة 1957، وفي تلك السنة، كان هناك فقط ثلاث محاولات إطلاق. |
Ama hikâyenin ilerleyen bölümlerinde, dünyanın ilk yalanını söylediğinde talihi tamamen değişecek. | Open Subtitles | ولكن لاحقاً في القصة, حظه سيتغير عندما يقول أول كذبة في العالم |
dünyanın ilk tam teçhizatlı öldürmeye meyilli sanatçısıyım. | Open Subtitles | أنا الأول في العالم فنان قاتل شغّال بالكامل |
dünyanın ilk tam teçhizatlı öldürmeye meyilli sanatçısıyım. | Open Subtitles | أنا الأول في العالم فنان قاتل شغّال بالكامل |
Balina seslerinden oluşan plâklar, dünyanın ilk çevre hareketinin başlamasını sağladı. | Open Subtitles | ساعدت تسجيلات أغاني الحيتان في إشعال الثورة البيئية الأولى في العالم |
Bir elektrik akımının açılmasının manyetize bir metal parçasını hareket ettirebileceği fikrini kullanarak dünyanın ilk elektrik motorunu üretti. | Open Subtitles | استخدم فكرة أن تشغيل التيار الكهربي يمكنه أن يحرك قطعة معدنية ممغنطة في العالم محرك كهربائي كي يصنع أول |
Şu anda dünyanın ilk, zamanda yolculuk yapan elfine bakıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى أول قزم في العالم سافر عبر الزمن |
Şu an dünyanın ilk zaman yolculuğu yapan elfine bakıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى أول قزم في العالم سافر عبر الزمن |
Şimdi, şahit olmak üzereyiz Yeni dünyanın ilk yeni yaşamı. | Open Subtitles | نحن على وشك أن نشهد أول حياة جديدة لعالمنا الجديد |
Ve modern zamanlarda dünyanın ilk halk parkı Ingilteredeydi. | TED | و أول حديقة عامة في العالم في العصر الحديث كانت في بريطانيا. |
dünyanın ilk düzeltici adalet merkezini tek başıma inşa edecektim. | TED | سأقوم ببناء أول مركز للعدالة التجديدية في العالم بنفسي. |
Diğer yanda ise dünyanın ilk web gezginini yazan Marc Andereesen var. | TED | ومن ناحية أخرى، هناك مارك أندريسن الذي صمم أول متصفح للشبكة العنكبوتية العالمية. |
dünyanın ilk devrimci bohem şovunun yazarına! | Open Subtitles | دعنا نشرب نخب الكاتب الجديد للمعرض الثوري البوهيمي الأول في العالم كانت الخطة المثالية |
Bu dünyanın ilk microlighttan atlamaya eğitilmiş kamera taşıyan akbabası. | Open Subtitles | - هذا هو الأول في العالم النسر الذي يحمل الكاميرا تدرب على الطيران من الطائرة الشراعية. |
Bu durum öyle bir raddeye geldi ki başbakan, İsveç'in dünyanın ilk fosil yakıt kullanmayan ülkesi olacağını açıkladı. | Open Subtitles | بأن "السويد" ستكون الأول في العالم الخالية من أي طاقة حفرية تهانينا - لقد صدمت - |
Ve karşında, dünyanın ilk solucan deliği I.D.H.'si. | Open Subtitles | إنظرْ، الأول في العالم wormhole إف. تي. |
dünyanın ilk karışık ırk porno filminde oynadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يَقُولونَ هي مثلت في الحلقة الأولى في العالم العرقية. |
bu dünyanın ilk ışınlama makşnası | Open Subtitles | هذه الآلة الأولى في العالم للتناقل الجزيئي |
dünyanın ilk saldırı tüfeği. | Open Subtitles | إنها البندقية الهجومية الأولى في العالم. |