Seyircilerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için neler yapabileceğine dair birkaç düşünce daha. | TED | لذلك، إليكم بعض الأفكار الختامية حول ما يستطيع الجماهير عمله لجعل العالم أفضل مكانًا. |
Ben de dünyayı daha iyi bir yer yapacaksam bunu kurabiyeyle yaparım dedim. | Open Subtitles | فرأيت إن كنت سأجعل العالم أفضل فسيكون ذلك بالبسكويت |
O an, eğer dünyayı daha iyi bir yer haline getireceksem bunu kurabiyelerle yapacağımı anladım. | Open Subtitles | فرأيت إن كنت سأجعل العالم أفضل فسيكون ذلك بالبسكويت |
Ben burada oturup, binlerce hayatı kurtarmak için çalışıp dünyayı daha iyi hale getireceğim. | Open Subtitles | أنا فقط سأبقى هنا اعمل للحفاظ على آلاف الأرواح و تغيير العالم للأفضل |
ve bunu dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek isteyen bu büyük gücü kullanan bir organizasyona nasıl kanalize edebileceğiniz olacak. | TED | وعن كيفية احتواء ذلك الشعور في إطار منظمة تسخر تلك الطاقة الكبيرة لجعل العالم مكاناً أفضل للعيش. |
Benim için bu iş, dünyayı daha iyi hale getirmekle ilgili. | Open Subtitles | بالنسبة إلي، أقوم بذلك لتحسين العالم فعلاً |
Daha önce hiç senin gibi birisini tanımamıştım. Sen dünyayı daha iyi bir hale getirebileceğine inanıyorsun. | Open Subtitles | لم اعرف شخصا مثلك طوال حياتى انت تعتقدى انك تستطيعى جعل العالم افضل |
Ve hepinizin bu dünyayı daha iyi bir yer yapmayı ne kadar umursadığınız son derece açıktı. | TED | وكان واضحا جدا مدى رعايتكم جميعا في محاولة لجعل هذا العالم مكانا أفضل. |
Derdim şu ki sizin gibi insanların tanrısal güçlerinin olması ve sadece havalı kostümler giyerek dünyayı daha iyi bir yer haline getirebileceğinizi sanmanız. | Open Subtitles | علّتي هي أن أمثالكم ممن يملكون قوى خارقة تحسبون أن بوسعكم تحسين العالم بارتداء أزياء مبهرجة فحسب. |
Demek istediğim, yapmak istediğim dünyayı daha iyi ve güvenli yapmaktı.... ...herkes için. | Open Subtitles | أعني ، كل ما أردت فعله هو أن أجعل هذا العالم أفضل و أكثر أمنا للجميع |
Eminim bunu dünyayı daha iyi bir hale getirebilecek bilimsel araştırma için yapıyorlar. | Open Subtitles | إنه لقضية نبيلة بحث علمي سيجعل العالم أفضل بطريقة ما |
Ne kadar tuhaf olsa da, bedelleri olsa da bu dünyayı daha iyi bir yer yapmak için uğraşıyorsun. | Open Subtitles | كم هي غريبة مكلفة ولكنك تعملين من أجل جعل هذا العالم أفضل مكان |
Asıl soru, başımızdan geçen bunca şeyden sonra, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek bir şeyler yapabilir miyiz? | Open Subtitles | السؤال هو: هل يمكننا فعل شيء بالنظر إلى ما وقع لنجعل العالم أفضل |
Ancak ben dünyayı daha iyi bir yer yapan kişinin biz değil de bir başkası olduğu bur dünyada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن لا اريد الحياة في عالم حيث أحدهم يجعل العالم أفضل مما نقوم به |
Yapabildiğim her şeyi dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için mi yapıyorum? | Open Subtitles | هل أقوم بكل شيء يمكنني فعله للأجعل هذا العالم أفضل مكان؟ |
Hikâyelerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmediğini düşünmemin üçüncü nedeni şu; kişisel anlatıma kendimizi öyle çok kaptırıyoruz ki, büyük resmi görmeyi unutuyoruz. | TED | أعتقد أن السبب الثالث بأنه ليس بالضرورة أن تجعل القصص العالم أفضل مكانًا هو لأننا في الغالب نستثمر وقتنا في السرد الشخصي وننسى أن ننظر في الصورة الأكبر. |
Ve son olarak, seyircilerin telefonlarını kapatarak, ekranlarından uzaklaşarak ve güvenli görünenin ardındaki gerçek dünyaya adım atarak dünyayı daha iyi bir yer hâline getirebileceklerini düşünüyorum. | TED | وأخيرًا، أعتقد أنه بإمكان الجماهير جعل العالم أفضل عن طريق إغلاق هواتفهم، والابتعاد عن شاشاتهم، والخروج إلى العالم الحقيقي إلى ما وراء الشعور بالأمن. |
her kökenden, dinden, kültür ve milletten doktorlar omuz omuza, kardeşçe bir arada ortak bir neden için, dünyayı daha iyi hale getirmek için savaştılar. | TED | أطباء من كل الأجناس، الأديان، الثقافات والأمم، قاتلوا جنباً لجنب، أخوان وأخوات، مع بعضهم البعض، ليس ضد بعضهم، بل بهدف مشترك لجعل العالم أفضل . |
Ben de dünyayı daha iyi yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ((أريد أنا أيضاً تغيير العالم للأفضل يا (آنا |
Ben de dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum Ana. | Open Subtitles | ((أريد أنا أيضاً تغيير العالم للأفضل يا (آنا |
Güzel şeyler yapmak istemiyorum. Ben dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum. | TED | لاأريد تصميم أشياء جميلة. أريد جعل العالم مكاناً أفضل. |
aktif olarak paralarına, kaynaklarına, inançlarına ve sorumluluklarına yön veriyor, böylelikle dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çabalıyorlar. | TED | أنها تقوم بنشاط توجيه أموالهم، ومواردها، قلوبهم، بالتزاماتها، لجعل العالم مكاناً أفضل. |
Bir fark yaratmak için politikayla uğraşıyordum dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmek için. | Open Subtitles | دخلت مجال السياسة لإحداث تغيير، لتحسين العالم |
Ben dünyayı daha iyi ve sade yapmak için yemin ettim, | Open Subtitles | اقسمت ان اجعل العالم افضل حالا |
Onun imkanı olmadığını ve onların olduğunu ve bunu dünyayı daha iyi bir yer yapmak için kullanmaları gerektiği hakkında müthiş bir konuşma yaptı. | Open Subtitles | وأعطى هذا خطاب رائع عن انه لم تتح له الفرصة ولكن لديهم ويجب ان تستخدم ذلك لجعل العالم مكانا أفضل. |
Bazen insanlar dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için korkunç şeyler yapmak zorunda kalırlar ve bu da bir tür kahramanlık sayılır, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا، أحيانًا يتحتم على الناس القيام بأمور شنيعة في سبيل تحسين العالم و... . هذا نوع من البطولة، صحيح؟ |