Duyduğuma göre dünyayı kurtaracak bir alternatif enerji işi kuruyormuşsun. | Open Subtitles | إذن، لقد سمعت انكَ عُدت للمنزل بصحبة نوع ما من مخطط لطاقة بديلة لإنقاذ العالم |
Everest'te disipline olup dünyayı kurtaracak güce eriştiğini iddia ettin. | Open Subtitles | مدّعية بأنّك امتلكتِ القوّة لإنقاذ العالم (بعد أن أدّبتِ نفسك في جبل (إيفرست |
Çünkü, dünyayı kurtaracak bilgisayarı son gördüğümde buna hiç benzemiyordu. | Open Subtitles | لأنه آخر مرة رأيت فيها حاسوب سينقذ العالم لم يكن يبدو هكذا |
dünyayı kurtaracak kehanetlerdeki çocuğun Naruto olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ ناروتو هو طفل النبوءة الذي سينقذ العالم |
Sana yalan söyledim, çünkü ben gittikten sonra dünyayı kurtaracak bir enayiye ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | كذبت عليك لأني احتجت لأحمق آخر لينقذ العالم بعد أن أغادر |
Arthur şu sert, dayanıklı, dünyayı kurtaracak tipten bir adam. | Open Subtitles | انه رجل ممن يرغبون بانقاذ العالم. |
MIT'de nasıl bir dünyayı kurtaracak önemli iş yapıyorsun? | Open Subtitles | الذي سينقذ العالم الذي تقوم به في المعهد |
Dirilen İsa dünyayı kurtaracak, önemli olan da bu. Bunların hepsi yalan. | Open Subtitles | عيسى القائم سينقذ العالم وهذا ما يهم0 |
Bazı büyük finansal projelerle dünyayı kurtaracak. | Open Subtitles | هو سينقذ العالم بخطة مالية كبيرة |
Sana yalan söyledim çünkü ben ayrıldıktan sonra dünyayı kurtaracak başka bir salağa ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | كذبت عليك لاني محتاج الى احمق لينقذ العالم بعد ان ارحل |