Kocasının hatalarını düzeltiyor. | Open Subtitles | إنها تصحح أخطاء زوجها |
- Beni düzeltiyor musun çocuk? | Open Subtitles | -هل تصحح كلامي يا فتى؟ |
Ve bu iş kültürümüzdeki önyargıyı düzeltiyor, şu insanlıkdışı önyargıyı. | TED | وهذا العمل يصحح ذلك الانحياز في حضارتنا, ذلك الانحياز اللاانساني. |
Yani seni düzeltiyor. | Open Subtitles | إذا هو يصحح لكِ؟ |
O halde giysilerini ve saçlarını buraya gelince düzeltiyor. | Open Subtitles | اذن فقد استغرق وقتا ليغير ثياب الصبي و أن يهندمه ما أن أصبح هنا |
Rab, insanı hoş karşılayan ovalara geri dönüyor, onda sevinç bulanların sadeliği üzerindeki zarif bakışını düzeltiyor. | Open Subtitles | الإله، عائداً إلى الأراضي المنخفضة المرحبة معدلاً نظرته تجاه سذاجة من يخاطبونه |
Çünkü annem ne özür diliyor ne de yanlışlarını düzeltiyor. | Open Subtitles | لأن أمي لا تعتذر ولا تحاول إصلاح أي شيء |
Ve Paul dediğini doğruluyor ya da bir şeyleri eksik bıraktığını düşünürse seni düzeltiyor. | Open Subtitles | "بشأن سلوكي في الليلة الماضية" و إما أن يؤكد لك (بول) أو يصحح لك إن أغفلتي أمر ما |
Evren bir şekilde kendini düzeltiyor işte... | Open Subtitles | هذا هو الكون يصحح خطأه ... عفواً |
O halde giysilerini ve saçlarını buraya gelince düzeltiyor. | Open Subtitles | و أن يهندمه ما أن أصبح هنا |
Dünyayı dolaşıp, aç çocukların sırtlarını düzeltiyor. | Open Subtitles | هو يسافر في العالم معدلاً لظهور الاطفال الميتين جوعاً |
Çünkü annem ne özür diliyor ne de yanlışlarını düzeltiyor. | Open Subtitles | لأن أمي لا تعتذر ولا تحاول إصلاح أي شيء |