Yarın sınavım var. düzgün bir şekilde çalışmak için en geç yedide evde olmalıyım. | Open Subtitles | لدي امتحان غداً، علي أن أكون في البيت بحلول الساعة 7 لأدرس بشكل لائق |
Peki, onun düzgün bir şekilde asılması, senin için neden önemli? | Open Subtitles | و لماذا شنقها بشكل لائق مهم بالنسبة لك ؟ |
Ancak eninde sonunda tekrarlanan kasılmalar sırasında sistemi düzgün bir şekilde yeniden başlatmak için kas hücresinin zarının yakınında anında uygun durumda bulunan potasyum, sodyum ve kalsiyum iyonlarının yeterli miktarda yoğunluğu olmayabilir. | TED | ولكن في النهاية، وخلال تكرار عملية انقباض وانبساط العضلات قد لا تتوفر تركيزات كافية من أيونات البوتاسيوم أو الصوديوم أو الكالسيوم على الفور بالقرب من غشاء الخلية العضلية لإعادة ضبط النظام بشكل صحيح. |
Alzheimer Hastalığı, düzgün bir şekilde katlanmış olması gereken bir proteinin, bir tür karışmış origami şeklinde yanlış olarak katlanması sonucu başlıyor. | TED | مرض النسيان يبدا حين يغير بروتين ينبغي ان يكون مطويا بشكل صحيح ليتمحور الي نوع من المنظومة الجنونية |
Evet ve bunun şirket için önemini biliyor olsaydım düzgün bir şekilde hallederdim. | Open Subtitles | نعم، ولو كنت أعلم أهميتها للشركة لكنت تعاملت مع الأمر بشكل مناسب |
Ama o yer ve orada bulunanlar düzgün bir şekilde teşhis edilemezler. | Open Subtitles | لكن ذلك المكان وتلك البقايا... لم يكن لها أن يتم التعرف عليه بشكل مناسب |
Tarifi düzgün bir şekilde uygulamaya bakıyor her şey. | Open Subtitles | أترى، كل شيء يحضّر يكون متبوعاً من وصفة. |
düzgün bir şekilde tanışmanızın zamanı geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت أن أقدمه لك بشكل رسمي |
Bana gelseydiniz, düzgün bir şekilde halledebilirdik. | Open Subtitles | ،لو أتيتما إلي لكُنا قُمنا بذلك بالطريقة الصحيحة |
Sembolik düzenin içinde düzgün bir şekilde yetişmemiz vs. | Open Subtitles | يجب أن تحدث أشياء كثيرة مثل أننا يجب تسكيننا بالشكل الصحيح داخل نظام رمزي، وما إلى ذلك من أمور |
düzgün bir şekilde motive edilirsem sanırım bunu yapabilirim. | Open Subtitles | أستطيع فعل ذلك كما أفترض إذا تم تحفيزي بشكل مُلائم |
Dün gece yaptıklarınız için hepinize düzgün bir şekilde teşekkür etmedim sanırım. | Open Subtitles | لا أعتقد بأني قد شكرتكم جميعاً بشكل لائق ما فعلتموه الليله الغابره... |
Irene, hiç kimse sana düzgün bir şekilde nasıl yenir öğretmedi mi? | Open Subtitles | "إيرين"، ألم يعلمك أحد كيف تأكلين بشكل لائق ؟ |
Bak, ona düzgün bir şekilde yaklaşman gerekiyor, baba özellikle de böyle bir ejderhaya. | Open Subtitles | انظر عليك ان تقترب منه بشكل لائق يا ابى |
Seninle hiç düzgün bir şekilde tanışamadık. | Open Subtitles | أنا وأنت لم نتعرف بشكل لائق أبدًا |
Bence bir şey yapacaksan, düzgün bir şekilde yap, tamam mı? | Open Subtitles | اعتقد بانك ان اردت فعل شيء فعليك ان تفعله بشكل صحيح اليس كذلك ؟ |
Bu atıktan düzgün bir şekilde kurtulmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تُرتّبَ تلك النفايةِ بشكل صحيح. |
Bu olayı düzgün bir şekilde yapabileceğimizden bile emin değilim. | Open Subtitles | لست متأكّدة أننا سنفعلها بشكل مناسب. |
Dexter, çöplerini düzgün bir şekilde at. | Open Subtitles | دكستر)، تخلص من قمامتك بشكل مناسب) |
Tarifi düzgün bir şekilde uygulamaya bakıyor her şey. | Open Subtitles | أترى، كل شيء يحضّر يكون متبوعاً من وصفة. |
düzgün bir şekilde tanışmanızın zamanı geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت أن أقدمه لك بشكل رسمي |
Bu işi düzgün bir şekilde yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا فقعل هذا بالطريقة الصحيحة |
Gözleri düzgün bir şekilde çalışıyorsa da görüldüğü gibi beynine hiç görsel veri gitmiyor. | Open Subtitles | حتى لو ان عينيه تعملان بالشكل الصحيح كما تبدو لا بيانات مرئيه تصل ابدا الى دماغه |
Tamam ama yine de düzgün bir şekilde sorgulamalıyım. | Open Subtitles | حسناً ، مازال علىّ إستجوابه بشكل مُلائم |