3.000 yıllık bir mumyayı çalıp yakmalarına yardım etmemiz dışında tabii. | Open Subtitles | عدا الجزء الذي ساعدناهم فيه لسرقة مومياء بعمر 3000 سنة وحرقها. |
Yangın tatbikatı sırasında herkesin nerede toplandığını unutman dışında tabii. | Open Subtitles | ما عدا أنك نسيت أن الجميع بطابور الهروب من الحريق |
Ölümünden sonra bir daha asla uyanıp da kendi bedenine dönememenin dışında tabii. | Open Subtitles | عدا أنه في حالة بعد الممات لن تستطيع الإستيقاظ مرة أخرى أبدا لن ترجع إلى جسدك المادي مرة أخرى أبدا |
Bucky ne isterse sahip oluyor. Tahliye dışında tabii ki... | Open Subtitles | مهما طلب وأراد , تُنفذ طلباته ماعدا أن يُطلقَ سراحه |
Hayır, efendim, biz iyiyiz. Goa'uld ve Simmons dışında, tabii. | Open Subtitles | لا يا سيدي، نحن جميعاً بخير ماعدا الجواؤلد وسيمونز بالطبع |
Tek hücreliler dışında tabii. Ama şuna bir bakın. | Open Subtitles | اعني باستثناء الكائنات الوحيدة الخلية, لكن انظروا الى ذلك |
O öldü. Her şey bitti, Forster. Tik tak yapan saatin dışında, tabii ki. | Open Subtitles | لقد ماتت , انتهى الأمر فورستر باستثناء الساعة , تستمر بالتكتكة |
Bende binanın anahtarı ve giriş iznim olmasının dışında tabii. | Open Subtitles | بإستثناء ان لدي مفاتيح المبنى وترخيص بالتواجد هنا |
Dolabındaki bigudi dışında tabii. | Open Subtitles | بما عدا أدات تجميل الشعر التي تحتفظ بها في خزانتك |
Bir şey olmadı, Don, sarhoş patronunun gecemizi berbat etmesi dışında tabii. | Open Subtitles | لاشيء حصل يادون ما عدا رئيسك السكران يقحم نفسه في عشائنا |
Harika görüntüsünü görmek istemenin dışında tabii. | Open Subtitles | عدا الرغبة بإبراز الطعم الجغرافي المعصوم |
Gece kulübünde ölen kız ve yaralanan çocuklardan herkesin hâlâ beni sorumlu tutması dışında tabii. | Open Subtitles | عدا أنّ الجميع لا يزالون يعتقدون بأنّي مسؤولة عن موت تلك الفتاة وجرح أولئك الفتيان في ذلك الملهى |
Bölge boyunca uygun atışı yapmak üzere bekleyen keskin nişancılar olasılığı dışında tabii. | Open Subtitles | ما عدا انهم على الاكثر وضعوا قناصين في كل المنطقة بانتظار ايجاد فرصة لاطلاق النار |
Evin yandığında siyanürün en tehlikeli çeşidi olan hidrojen siyanürün havaya yayılması dışında tabii. | Open Subtitles | فيما عدا أنه عندما يحترق منزل فأن السموم تبدأ في التصاعد وكلما زادت خطورة سيانيد الهيدروجين |
Facebook dışında tabii. | Open Subtitles | ما عدا فيسبوك ولكن مع ذلك ، قد يستغرق الأمر سنوات |
Vücut, altı veya dört haftada kendine gelebilir uterusun dışında tabii onun diğer vaziyetleri de bunu saklamış. | Open Subtitles | يستطيع الجسم استعادة توازنه بعد أربعة إلى ستة أسابيع، ماعدا الرحم، و ظروفها الاخرى حجبت ذلك. |
Konuşacak durumda olmayan Roman Spektor dışında tabii. | Open Subtitles | ماعدا الشخص رايمون سبيكتور, والذي حصل ان هو في حالة لاتسمح له الكلام. |
Bu ağaçların hepsi kesilmek zorunda maalesef. Çamlar dışında tabii. | Open Subtitles | للأسف، سنزيل كل تلك الأشجار ماعدا الصنوبر |
Mutluluk Doktoru ismini sevememem dışında tabii. | Open Subtitles | باستثناء إنني لا أحب إسم مستشاري السعاده |
Olmam gereken şeyin dışında tabii. | Open Subtitles | باستثناء أنّني شخصٌ ليس من المفترض أن أكون |
Planaryaları kesmek gibi şeyler yaptığımız zamanlar dışında tabii. | Open Subtitles | باستثناء بعض الأمور مثل تقطيع ديدان المُسْتَورِقات |
Bir dakika manyağın bizi uydudan izliyor olması dışında tabii. | Open Subtitles | بإستثناء أن هناك أخبل يراقبنا عن طريق القمر الصناعي. |
Büyümeyen sinir bozucu bir yer elması dışında tabii. | Open Subtitles | بالتأكيد ما عدى بطاطسه عنيدة ترقض النمو |