Onların favori kuytu köşesi Beacon Hills'in dışındaki terk edilmiş bir damıtımeviydi. | Open Subtitles | مكانهما المظلم المفضل كان مصنع تقطير مواد كيميائية مهجور خارج بيكون هيلز |
Mezarlığın dışındaki terk edilmiş bir fabrikada, bunlardan bir sürü yaptı. | Open Subtitles | قام بصنع بعض تلك الخردوات في مصنع مهجور خارج المقبرة |
Bunun sadece bir söylenti olduğunu sanıyorduk. Şehrin dışındaki terk edilmiş trafoda yaşadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | ظننا هذا الرويّ مُجرّد إشاعات، يقولون أنّه يعيش بمبنى مهجور خارج المدينة. |
Eyalet polisi ölü bedenini, Tucson'un dışındaki terk edilmiş bir inşaat alanında bulmuş. | Open Subtitles | شرطة الولاية وجدت جثتها في حفرة، في موقع بناء مهجور خارج (توسان) |