Hepimizin içinde yaşayan ve dışarı çıkmaya çalışan küçük şişman kız gibi. | Open Subtitles | أوه , يشبه هذا الفتاة السمينة الصغيرة التي تعيش بداخلنا وتكافح للخروج |
İlk bakışta kara delik kadar gizemli gelse de sizi dışarı çıkmaya, bilimin sınırlarının genişletilmesine yardım etmeye | TED | أود أن أشجعكم جميعًا للخروج ومساعدتنا على توسيع حدود العلم، حتى وإن كانت تبدو في البداية غامضة كما يبدو الثقب الأسود. |
dışarı çıkmaya alıştım. Çok kolay oluyor. | Open Subtitles | إستعملته للخروج انها تجعل الأشياء أسهل بكثير |
Uyuyamıyorum. dışarı çıkmaya ya da telefonu açmaya korkuyorum. | Open Subtitles | أنا لا انام, أخاف من الخروج والرد علي الهاتف |
Daha çok dışarı çıkmaya başlamalısın, dostum. Bir kıza ihtiyacın var. | Open Subtitles | إنّك بحاجة للبدء في الخروج من البيت، أنت تحتاج فتاة. |
Gece dışarı çıkmaya korkuyorum. | Open Subtitles | أنا أخاف أن أخرج بعد الظلام |
Eminim dışarı çıkmaya hazır olana kadar evlerinde oturup bekliyorlardır. | Open Subtitles | أنا مُتأكدة أنهم فقط فى بيوتِهم, يتأهبون للخروج. |
Ve çembere alınan her şey panikle dışarı çıkmaya çalışırdı. | Open Subtitles | وكل شيء داخل تلك الدائرة سيصاب بالذعر للخروج |
Mia'yı sinemaya falan götürmelisin. dışarı çıkmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ ميا لفيلم أو شيء ما تحتاج للخروج |
O dışarı çıkmaya çalıştığında olacak bu. Sanki enerjyi çekmeye ihtiyacı var gibi. | Open Subtitles | هذا يحدث عندما يقاوم للخروج وكأنه بحاجة إلى سحب بعض الطاقة |
Ama Charlie yanımızda olmadan dışarı çıkmaya hazır değiliz. | Open Subtitles | لكننا حقاً حتى الآن لسنا مستعدان للخروج بدون تشارلي |
O odadan biraz dışarı çıkmaya ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | انت كنت في حاجة للخروج من ذلك المكان على اية حال |
Ya dışarı çıkmaya hazırlanıyordu ya da burada biriyle randevusu vardı. | Open Subtitles | هــي إما كانـــت تتجهــز للخروج أو تنتـــظر لقــاء متأخــر |
Tüm silahlarımı bıraktım ve az önce talimat verdiğiniz üzere ellerim havada olarak dışarı çıkmaya hazırım. | Open Subtitles | وكما طلبت أنا مُستعد للخروج ويدي مرفوعة فوق رأسي. |
Sizin sesinizi duyasıya kadar dışarı çıkmaya cesaret edemedim. | Open Subtitles | لم تكن لدي الشجاعة للخروج, حتى سمعت أصواتكم. |
Onu bulduğumuz da gece dışarı çıkmaya hazır giyinmişti. | Open Subtitles | الامر فقط, عندما وجدناها كانت متأنقة للخروج |
dışarı çıkmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعدة للخروج من جحيم هذا المكان؟ |
Eve gitmeye korkuyorum. dışarı çıkmaya korkuyorum. Aklımı kaçıracağım. | Open Subtitles | أنا أخاف من الذهاب إلى المنزل أخاف من الخروج لقد بدأت أفقد عقلي |
dışarı çıkmaya bile korkuyorum. Yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا خائف من الخروج للخارج أحتاج للمساعدة |
Daycia bir gece beni dışarı çıkmaya ikna etti. | Open Subtitles | آه جعلت من ديشيا أن تحدثني في الخروج من الدار ذات ليلة |
Gece dışarı çıkmaya korkuyorum. | Open Subtitles | أنا أخاف أن أخرج بعد الظلام |
Bay Balagan bu şekilde yaşamanız hiç iyi değil çok içiyorsunuz dışarı çıkmaya korkuyorsunuz. | Open Subtitles | سيد (بالاغان), ليس من صالحك أن تعيش بهذا الشكل, تثمل بشكل مفرط, و تخاف من الذهاب للخارج |
İkimiz de yakalanmadığımız sürece eller havada dışarı çıkmaya kalkma. | Open Subtitles | لا تخرج بدون سلاح اذا وجدوك |