Britanya Dışişleri Bakanlığı'nda Ortadoğu Barış Süreci birimini yönettim. | TED | فقد كنت أترأس قسم السلام في الشرق الأوسط في وزارة الخارجية البريطانية. |
Bağlantılarım sayesinde Dışişleri Bakanlığı'nda çalışma şansım var. | Open Subtitles | بوجود معارفي لدي فرصة جيدة بالعمل في وزارة الخارجية |
Ben sadece Dışişleri Bakanlığı'nda görevli bir ataşeyim. | Open Subtitles | بربك أنا مجرد ملحق في وزارة الخارجية ولست مهيئاً لهذا الأمر |
Dinle, kurban Dışişleri Bakanlığı'nda bir tür muhasebeciymiş. | Open Subtitles | إسمعي، كان الضحية محاسباً من نوع ما في وزارة الخارجية. |
Yani Aaron Rawley, Dışişleri Bakanlığı'nda, Arcadia için çalışan bir köstebekmiş. | Open Subtitles | لذلك كان هارون راولي هو الخلد لأركاديا يعمل داخل وزارة الخارجية |
O Catherine Durant'a ona Dışişleri Bakanlığı'nda ihtiyacımız olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرت كاثرين دورانت تلك أننا إحتجناها في وزارة الخارجية. |
- Rawley 7 yıldır Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد كان راولي في وزارة الخارجية البيروقراطية لمدة سبع سنوات |
- Rawley 7 yıldır Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد كان راولي في وزارة الخارجية البيروقراطية لمدة سبع سنوات |
Çünkü postaların Londra'da Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | المراسلات التي ينبغي فرزها في وزارة الخارجية في لندن. |
Kaynağıma göre, Dışişleri Bakanlığı'nda devam etmekte olan bir soruşturma var. | Open Subtitles | حسناً، طبقاً لمصادري فإنّ هناك تحقيقٌ قائم في وزارة الخارجية |
Dışişleri Bakanlığı'nda, yedinci katta. | Open Subtitles | في وزارة الخارجية الدور السابع |
Dışişleri Bakanlığı'nda kaynaklarımız var. | Open Subtitles | لدينا مصادرنا في وزارة الخارجية. |
Dışişleri Bakanlığı'nda olman gerekiyordu. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون في وزارة الخارجية. |
Tamam, ben Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyorum. | Open Subtitles | حسن، إسمع أنا أعمل في وزارة الخارجية |
- Ama Dışişleri Bakanlığı'nda bir bağlantım var, onunla bir iletişime geçeyim. | Open Subtitles | لكن لدي علاقات في وزارة الخارجية دعيني أسئل في الجوار - رائع - |
Dışişleri Bakanlığı'nda ki nükleer malzeme tesisleri gibi. | Open Subtitles | وضع مواد نووية في وزارة الخارجية |
Ralph'in Dışişleri Bakanlığı'nda gayet iyi bir işi vardı. | Open Subtitles | (رالف) كان يبلا بلاءً حسن في وزارة الخارجية |
Baba, Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyorum ben. | Open Subtitles | أبي لدي عمل في وزارة الخارجية |
O Dışişleri Bakanlığı'nda çalıştı. | Open Subtitles | لقد عمل في وزارة الخارجية |
Yani Aaron Rawley, Dışişleri Bakanlığı'nda, Arcadia için çalışan bir köstebekmiş. | Open Subtitles | لذلك كان هارون راولي هو الخلد لأركاديا يعمل داخل وزارة الخارجية |