İkimiz Londra'da birlikte dolaşacak adamlar değiliz. | Open Subtitles | انا و انت ليس مظهران ان يكونا معاً في لندن |
Kalinga'da birlikte olacağız dememiş miydim ben? | Open Subtitles | ألم أعدك أننا سنكون معاً في كالينغا؟ |
Hani her zaman der ya bütün aile öbür dünyada da birlikte olacak diye. | Open Subtitles | -تعلم هي دائماً تقول عائلتنا كلها ستكون معاً في الآخرة -إذن |
NSA'da birlikte çalıştığım bir suçlu profil uzmanı. | Open Subtitles | مُعرفة جنائية لطالما كُنت أعمل معها في وكالة الأمن القومي |
FBI'da birlikte çalıştığım kadın Rebecca Harris. | Open Subtitles | المرأة التي أعمل معها في المكتب الفيدرالي (ريبيكا هاريس) |
Jack Warner'a bizi Ethan Frome'da birlikte oynatması için nasıl yalvardığımı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | (هل تتذكرين كيف رجوتُ (جاك وارنر لكي يضعنا معًا في فيلم "ايثان فروم"؟ |
Onu tanırdım. Peretola'da birlikte büyüdük. O bir tamirci. | Open Subtitles | أنا أعرفه، كبرنا معًا في (بيروتولا)، إنه مُشاكل |
Vietnam'da birlikte çalışmamış olsaydık bunu sana vermezdim. | Open Subtitles | -بالطبع . لم أكن لأفصح لك عن هذه المعلومة، لو أنّنا لم نُحارب معاً في "فيتنام." |
- J.T. ve ben Ohio'da birlikte çalmaya başladık. | Open Subtitles | جي تي و أنا بدأنا معاً في اوهايو |
Alan ve ben Bombay'da birlikte çalışıyoruz... | Open Subtitles | انا وآلان عملنا معاً في مومباي,و.. |
Almanya'da birlikte tenis oynarız. | Open Subtitles | لعبنا كرة المضرب معاً في ألمانيا. |
Ama, biz Londra'da birlikte vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | لكننا نخطط لقضاء بعض الوقت معاً في (لندن). |
Ama hafta sonunda Hamptons'da birlikte olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعرف أنّهما كانا معاً في تلك العُطلة بـ(الهامبتونز). |
Danny, Vinny ve Porter halen Manhattan'da birlikte bir fon işletiyor. Bir Nobu'nunda olduğu yerde... | Open Subtitles | (داني) و(فيني) و(بورتر) لا يزالون يديرون التمويل معاً في (مانهاتن) |
Tekerlekli sandalye, Bolivya'da birlikte geçirdiğimiz anlardan bir hatıra sadece. | Open Subtitles | الكرسي المتحرك ما هو إلا تذكار صغير (لأوقاتنا معاً في (بوليفيا |
Ayrıca kızlar okulda da birlikte oturmayacaklar. | Open Subtitles | -والأكثر من ذلك ... أن الفتاتين لن تجلسا معاً في المدرسة. |
FBI'da birlikte çalıştığım kadın Rebecca Harris. | Open Subtitles | المرأة التي أعمل معها في المكتب الفيدرالي (ريبيكا هاريس) |
Ve onunla Al Kufan'da birlikte olduğunu biliyorum | Open Subtitles | وأنا أعلم بأنك كنت معها في (الكوفان) |
Ve onunla Al Kufan'da birlikte olduğunu biliyorum | Open Subtitles | وأنا أعلم بأنك كنت معها في (الكوفان) |
Alasaka'da birlikte bir tane avlamıştık. | Open Subtitles | "قمنا بإصطياد أحدهم معًا في "ألاسكا |