Tulsa'da, seni Artıklar'da harika bir yemeğe götüreceğim. | Open Subtitles | عندما نذهب إلى تولسا، سأصطحبك لتناول عشاء رائع في سليم بيكينز. |
Ayrıca Carrie burada değil çünkü Manhattan'da harika vakit geçirmekle o kadar meşgul ki burada kafede oturup eziklerle geçirecek vakti yok. | Open Subtitles | وكاري ليست هنا لأنها مشغولة جدا تحظي بوقتٍ رائع في منهاتن لا يمكن ازعجت لمرافقه |
Del Posto'da harika bir yemek ve gece harika bir sevişme yerine ki dört gözle bekliyordum. | Open Subtitles | بدلاً من وجبة رائعة في ديل بوستو وليلة من المعاشرة المتهورة والتي كنت أتطلع إليها حقاً |
O olmadan bunları halledemezdim, hem müzik konusunda da harika. | Open Subtitles | لم أكن سأتمكّن من صنعها بدونها، وستكون رائعة في إدارة الموسيقى. |
Hepiniz aynı anda oraya gitmek zorunda değilsiniz. Yani o kadar da harika biri değildir. | Open Subtitles | عذرا لم ارك مبكرا لا يجب ان تركضوا اليها مرة واحدة اعنى، ليست بهذه الروعة يا رفاق |
Marcus ve kendin için harika ama benim için çok da harika olmayan şeyler için. | Open Subtitles | والذي هو رائع لماركوس ولك ولكن هذا ليس رائع بالنسبة لي |
Nişanlımı görmeye gidiyorum. Bu da harika bir hismiş. | Open Subtitles | سأذهب لرؤية خطيبتي هذا أشعرني بشعور رائع أيضا |
Montecito'da harika bir biftek restoranı var. Çocuklar bayılıyor. | Open Subtitles | "هناك مطعم لحوم رائع في "مونتيسيتو الأطفال يحبونه |
Kenya'da harika vakit geçirdik ama artık bitti. | Open Subtitles | قضينا وقت رائع في "كينيا" ولكنالامرقد أنتهى. |
Galweather'da harika bir işin var ve daha iyi yerlere de geleceksin. | Open Subtitles | لديكِ عمل رائع في "غالويذر"، ولديك عمل أفضل ينتظركِ في المستقبل. |
Los Angeles'da harika zaman geçirecek, çok eğlenecek. | Open Subtitles | "سيحظى بوقت رائع في "لوس أنجلوس الكثير من المرح |
Aslında, Lima'da harika, küçük bir kafe biliyorum... inanılmaz arroz tapado. | Open Subtitles | حقيقةً، أعرف مَقهى صغير رائع في "ليما"... يحضّرون "أرز مُغطّي" رائع. |
Rio Doso'da harika bir tane var. | Open Subtitles | اها،هناك بلدة رائعة في ريو دوسو |
"Guatemala'da harika şeyler yaşadım çok süper bir şeydi ve o insanlara gerçekten yardım ettim, ben yardım ettim. | Open Subtitles | "كانت تجربة رائعة في غواتيمالا "كانت رائعة تماماً ولقد ساعدت هؤلاء الناس حقاً ساعدتهم" |
El Chico'da harika bir grup var. | Open Subtitles | توجد فرقة رائعة في (إل تشيكو)، في القرية |
Ve sana söylemem gerekirse resimlerin bazıları da harika değil. | Open Subtitles | ويجب أن أقولك، بعض تلك الصور ليست بتلك الروعة |
Bu arada gözlerin güzeller ama o kadar da harika değiller. | Open Subtitles | على كل حال, عيونك جيدة, ولكنها ليست بتلك الروعة. |
Ve paketim o kadar da harika olmayabilir. | Open Subtitles | ،ليس بهذا الروعة ... ولكنّي أخيراً أعلم ما أريده |
Bu ne kadar da harika. | Open Subtitles | بان الجميع لن يكونا متفقين كم هو رائع ؟ |
Nasıl da harika, giysi. | Open Subtitles | كم هو رائع, الثوب |
Waffle barı da harika. | Open Subtitles | المَشرب رائع أيضا |