Birini beklerken tropik Güneydoğu Asya'da olmak isterim. | Open Subtitles | عندما أنا في انتظار لشخص أنا أحب أن أكون في جنوب شرق آسيا المدارية. |
İki gün sonra bir müşteriyi karşılamak için Arizona'da olmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أكون في ولاية اريزونا في يومين لعميل جديد لقاء و تحية. |
Bu yüzden Beyaz Sayfalar'da olmak istiyorum. | Open Subtitles | لهذا أود أن أكون في صفحات الهواتف التجاري |
Antarktika'da olmak çok özel bir deneyim. | Open Subtitles | إن التواجد في أنتاركتيكا هو تجربة فريدة جداً |
Varşova'da olmak zorundaydım. | Open Subtitles | أنه علي التواجد في وارسو |
Avrupa'da olmak için çok yanlış zamandı. | Open Subtitles | هذا الوقتُ الخاطئُ لِكي يَكُونَ في أوروبا. |
Kahretsin, şu anda Roma'da olmak için neler vermezdim! | Open Subtitles | اللعنة! لكم أود أن أكون في "رومـا" في هذه اللحظة. |
Hollywood'da olmak istemiyorum, | Open Subtitles | انظر، أنا لا أريد أن أكون في هوليوود، |
Sen burada kalacaksan, Fransa'da olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أكره أن أكون في "فرنسا"، إذا أنتِ هنا |
Anlamıyorsunuz ama, Ixtapa'da olmak zorundayım, lütfen. | Open Subtitles | أنت لا تعرف ، عليّ أن أكون في (اكستابا) ، أرجوك |
Kusura bakma. Anlamıyorsunuz ama, Ixtapa'da olmak zorundayım, lütfen. | Open Subtitles | أنت لا تعرف ، عليّ أن أكون في (اكستابا) ، أرجوك |
Sadece Opera'da olmak istedim ve... | Open Subtitles | أردت فقط أن أكون في دار الأوبرا و... |
Pineview'da olmak zordu ama artık her şey yoluna giriyor. | Open Subtitles | التواجد في (بينيفيو) كان صعباً لكنني أعتقد أن الأمور أفضل الآن |
Otobüse binmek, Mogadişu'da olmak gibi. | Open Subtitles | ركوب الحافلة مثل التواجد في ( مقديشو ) |
Her şeye rağmen, Amerika'da olmak çok heyecan verici. | Open Subtitles | مهمل، هو ما زالَ يُثيرُ لذا لِكي يَكُونَ في أمريكا. |