Ama şimdi ışığın kaynağına doğru ilerlediğinden ışığın ona ulaşması daha az zaman alacaktır ve ışık demetlerini daha sık gözlemleyecektir. | TED | ولكن الآن، بما أنها تسافر باتجاه مصدر الضوء، سيستغرق وقتاً أقل حتى يصل إليها، وسترصد الموجات على نحو متكرر أكثر. |
Belki de dekorasyon işlerine biraz daha az zaman ayırıp yatak odası işleriyle uğraşması gerekirmiş. | Open Subtitles | أجل، ربما كان عليها أن تمضي وقتاً أقل في التزيين ووقتاً أطول في غرفة النوم |
Belki tekrar James ile birlikte olmalıyım böylece onunla daha az zaman geçiririm. | Open Subtitles | ربما علي أن أعود مرة أخرى لحب جيمس حتى أقضي وقتاً أقل معه لا أعتقد أن ذلك مضحك |
Hayır, Belediye Başkanlığına aday olacağımı açıklamam Shawn Farrell'ın adaylığını izlemeye daha az zaman harcayacağım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لا لا اعتقد ان اعلانى انى سوف اترشح كى اكون رئيس البلديه سوف يعنى انى سوف اقضى وقت اقل |
Bazen birazcık daha strese yol açabilir, bazen de çocuklarla biraz daha az zaman geçirmek demek olabilir. | TED | وربما قد يعني ذلك شعورك بإرهاق أكثرأحيانًا، ربما قد يعني قضاء وقت أقل بصحبة أطفالك أحيانًا. |
Alzheimer ilimini diğer hastalıklara göre daha az anlıyoruz çünkü onu araştırmak için daha az zaman ve para yatırımı yapıyoruz. | TED | نعرف عن الزهايمرز أقل مما نعرف عن الأمراض الأخرى لأننا وضعنا القليل من الوقت والمال لمحاولة فهمه. |
Bunu yapmanın bir yolu duşta daha az zaman geçirmek. | TED | وإحدى الطرق لفعل ذلك بأن يقضي الناس وقتًا أقل في الاستحمام. |
Girip kemikleri toplayıp kaçmak daha az zaman alır. | Open Subtitles | كان ليستغرق الأمر وقتاً أقل بكثير للدخول إلى الغرفة و حمع العظام و الهروب |
Belki de kardeşlerinle daha az zaman harcamalısın ve daha çok erkek arkadaşınla ilgilenmelisin. | Open Subtitles | ربّما يجب عليكِ بأن تصرفي وقتاً أقل بعض الشيء على أخواتك، ووقت أكثر بعض الشيء على خليلك. |
ki bence değiştirecek, daha az zaman kaybedelim diye önceden hazırlığımı yapıyorum yalnızca. | Open Subtitles | كما أعتقد أنه سيفعل وحينها سنضيع وقتاً أقل |
Burada daha az zaman geçirmek için Elvira'nın beni götürdüğü yerlerde daha uzun kalmayı başarmak zorundayım. | Open Subtitles | لكى أقضى وقتاً أقل وأقل هنا, يجب أن نجح فى البقاء لمدة أطول فى الأماكن التى تأخذنى إليها الفيرا. |
Mesafe az olduğunda ışığın ulaşması daha az zaman alır ve Io beklenenden daha erken ortaya çıkar. | Open Subtitles | وعندما تكون المسافة قصيرة يستغرق الضوء في رحلته وقتاً أقل وتراه يظهر قبل الوقت الذي تتوقع فيه ظهوره |
Yemeğini cinselleştirmeye daha az zaman harcayıp, çalışılabilir hikaye fikirlerine daha fazla zaman ayırmalısın. Hadi ama Rath. | Open Subtitles | لربما يجب أن تقضي وقتاً أقل في تزيين غذاءك ووقتاً أكثر في الإتيان بأفكار جديدة لعينة |
Gelecek hakkında endişelenmek için daha az zaman harcayıp şimdiye daha fazla zaman ayırmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تقضي وقتاً أقل في القلق بشأن المستقبل وأكثر بشأن الحاضر. |
Cinayetler arasında daha az zaman olur. | Open Subtitles | وسيكون هناك وقت اقل فيما بينهم |
Belki okulda birlikte daha az zaman geçirsek daha iyi olur, ...böylece evdeki eğlencemizi bozmamış oluruz. | Open Subtitles | لكن انا ، اعتقد فقط انه يجب علينــا قضاء وقت اقل معاً في المدرسة حتى لا نفسد كُل المرح ... |
Birlikte daha az zaman geçirmemiz gerektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أننا يجب ان نقضى وقت اقل معا؟ بالطبع, ايها المريد" (المريد هو الطالب او التابع فى الهند) |
Başkalarının kusurlarını didiklemeye daha az zaman ayırırsan sende de pek çok kusur olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | إذا قضيت وقت أقل في النظر لأخطاء الأشخاص الآخرين لكنت لاحظت أن لديك منها |
Sonra fark ettim ki sevgilim ile demet demet para kazanabilir elllerimi kirletmeden ve eskiden harcadığım zamandan daha az zaman harcayarak para kazanabilirim. | Open Subtitles | أدركت أن الآشخاص الذين أقوم بخدمات لهم كانوا يربحون الكثير من الآموال بلا تلويث لآيديهم وخلال وقت أقل مما كنت أفعل |
Eğer kendi yollarını diğerlerine zorla benimsetmekle daha az zaman harcasalardı, ve evlerinde biraz daha siyasi reform yapsalardı; demokrasilerine daha iyi bir şans verebilirlerdi. | TED | لو أنهم ينفقون القليل من الوقت على محاولة شق طريقهم نحو الآخرين، ووقت أطول قليلاً على الإصلاح السياسي في ديارهم، فقد يمنحون نظامهم الديموقراطي فرصة أفضل. |
Yakın arkadaşlarımdan birisi, profesör olan Nick Chater, Londra'da Karar Bilimi Profesörü kendisi, insanlığın saklı derinliklerine çok daha az zaman harcamamız gerektiğine ve saklı gölgeleri keşfetmek için daha fazla zaman harcamamız gerektiğine inanır. | TED | احد اصدقائي العظماء بروفيسور يدعى نيك تشاتر وهو بروفيسور في علوم القرار في لندن يعتقد اننا يجب ان ننفق القليل من الوقت في الاطلاع الى اعماق الانسانية المخفية و نفق المزيد من الوقت في استكشاف المياه الضحلة المختبئة |
Hayır, teşekkür ederim. Bu bodrumda daha az zaman geçireceğin anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | لا شكراً, أهذا يعني بأنك ستقضي وقتًا أقل في الدور السفلي |